Bu Hafta Ne Okumalı?
Hemen hemen hepimiz Harry Potter izlemişizdir. Asalar, sihirler, büyüler ve daha niceleri… Peki size Harry Potter’den çok daha eski ve daha inanılmaz hikayeler anlatan Yerdeniz’den bahsetsem?
Ejderhalar, cadılar, ayinler, insanlar, masumlar ve ölümler…
Bir o ada bir bu ada derken Yerdeniz serisinin baş kahramanı büyücü Ged fantastik dünyalara dalıyor. Büyüme sancısı ve var olma yolculuğu… Özgür olmak için bedel ödemek mi gerekir? Peki ya büyücü olunca sorunlar hemen çözüme kavuşur mu? Ölümle burun buruna olmak, bir gölge gibi ölümle karşılaşmak ve ölümle savaştan sağ çıkmak ne kadar mümkün?
Teslimiyet ne kadar kolay olabilir? Bilinmeyen dünyalara dalmak biraz ürkütücü değil mi? Büyük bir büyücü adası hayal edin ama büyüler sadece iyilik için yapılıyor olsun. Günümüz dünyasına bakınca gerçekte böyle bir yer olsa fena olmazdı değil mi?
Ursula K. Le Guin’in yazmış olduğu Yerdeniz serisinde Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Yerdeniz Öyküleri ve Öteki Rüzgar yer alıyor.
Bir cadının söylediği sözden hayat dersi çıkartılır mı? Peki ya “Eğer bir kelime iyi ediyorsa, bir başkası da yaralar”, dedi cadı. “Eğer bir el öldürürse, bir el de iyi eder. Sadece tek yöne giden araba zavallı bir arabadır.” Dediyse bu lafın üzerine düşünmek gerekmez mi?
Cesaret neyden gelir bilinmeyenin üstüne gitmekten mi yoksa kaybedecek bir şeyinin olmamasının verdiği rahatlıktan mı? Cesaret sonradan öğrenilebilir mi yoksa doğuştan içinde bir parça barınmalı ve bunu besleyip büyütmeli mi?
Kitapta geçen güzel cümleler var. Bunlardan birisi de “Bir şey değişecek mi? Köleler hürleşecek mi? Dilenciler yiyecek bir lokma bulacak mı? Adalet yerine gelecek mi? Galiba bizde, insanlıkta bir kötülük var. Güven bunu inkar ediyor. Bunun üzerinden atlıyor. Bu derin uçurumdan atlıyor. Ama uçurum orada. Ve yaptığımız her şey sonunda kötülüğe hizmet ediyor çünkü biz kötüyüz. Açgözlülük ve zülüm. Dünyaya bakıyorum, buradaki ormanlara ve dağa, gökyüzüne, her şey yerli yerinde, olması gerektiği gibi. Ama biz öyle değiliz. İnsanlar değil. Biz hatalıyız. Yanlış yapıyoruz. Hiç yanlış yapan hayvan yok. Nasıl yapsınlar? Ama biz yapabiliriz ve yapıyoruz. Ve hiç durmuyoruz.” Diyor. Ne kadar da haklı değil mi? Sürekli hatalar, kötülükler, zulüm ve açgözlülük kol gezmiyor mu hayatımızda…
Hepimiz büyük bir arayış içerisinde değil miyiz? Kimimiz iş, kimimiz para, kimimiz aşk, kimimiz sağlık ve daha niceleri… O zaman yine kitaptan güzel bir sözle noktalayalım Bu Hafta Ne Okumalı’yı… “Umarım bulduğun şey aradığın şey olur.”