"Ne zaman hoş manzaralar gözleri ve hoş kokular burunları selamlarsa, o zaman yapraklar ve güller ayı olan hazirandır." Nathaniel Parker Willis
Zamanı aylara ya da mevsimlere göre isimlendirmek yerine çiçeklerin açma dönemlerine göre adlandırmak bana çok daha tatlı ve anlamlı gelir. Mimoza, lale, erguvan, leylaklar derken gül mevsimine de kavuştuk. Mayıs ayının ortalarından haziran ayının sonlarına kadar bahçelerimizi, yollarımızı rengarenk güller donatır.
Gül dili olan, güzelliğine ve kokusuna doyamadığım çok hayran olduğum bir çiçektir. Her renginin farklı bir anlamı ve hissettirdikleri vardır. Aşkın sembolü olan gül bazen tutkuyu, bazen özlemi bazen de ayrılığı anlatır. Gül ile bülbülü de ayrı düşünmek olmaz. Âşık ile aşkını anlatmakla eş değerdir. Bu nedenle gülü bülbülden ayırmak olmaz. İslam inancında da gül kokusu peygamberimizin kokusuyla özdeşleştirilmiştir. Bu açıdan da gül kokusunun benim için özel bir yeri vardır. Gül Anadolu da çiçeklerin hasıdır. Osmanlı döneminde de padişahların gül bahçeleri olmuştur. Hatta çok güzel isimlerle adlandıra gelmiştir. Gülistan, Gülizar, Gülşen… Gül mevsimi içinde çeşitli ifadeler kullanılır; “vakt-i gül, mevsim-i gül, devr-i gül” gibi.
Gülün gizemi ve sırrı kendi içindedir. Gül dikenlerine rağmen herkes tarafından sevilen bir çiçektir. Çünkü o muhteşem güzelliği var olan tüm kusurlarını örtme gücüne sahip. Her güzellikle beraber bir zorluğunda olduğunu bilenler için katlanılabilir bir durum bu. Rengarenk açan güller her daim etrafa hoş rayihalar saçarak doğayı bir kez daha muhteşem bir görüntüye kavuşturur. Gül mevsimi geçip de gülistanlar kuru dikenli bir çalıya dönünce çareler tükenmez. Gül rayihalı yağlar ve gül suları imdadımıza yetişebilir.
Yunan mitolojisinde de güle yer verilir. Yunan mitolojisine göre “Gül’ün Mitolojik Hikâyesi” çiçek tanrıçası Chloris, ormanda gezerken bir perinin cansız bedenini bulur ve onu çiçeğe dönüştürür. Kendisine yardım etmeleri için diğer tanrıları çağırır. Şarap tanrısı Dionysos, çiçeğe hediye olarak güzel kokmasını sağlayacak bir öz; aşk ve güzellik tanrısı Afrodit ise güzellik verir; rüzgâr tanrısı Zefhirus, onun üzerinden bulutları uzaklaştırır; ışığın ve sanatın tanrısı Apollon, ışıklarını onun için seferber ederek açmasını sağlar. Tanrıların el ele verip yaratmaları nedeniyle Yunan mitolojisinde gül, çiçeklerin kraliçesi olarak bilinir. (Çetindaş 2013).
Zaman bir şekilde akıp giderken, güzel olana odaklanmak onu her daim görebilmek hayatı daha anlamlı hale getirmiyor mu? Gül bu güzelliklerden sadece biri. Hayatımızda daima güzel olana odaklanabilmek ve güzel olanı görebilmek ümidiyle…