2023-2024 eğitim- öğretim yılının başlaması ve okulların açılmasıyla birlikte aileler çocukları için sevinçli olmanın yanında, çocuklarının son yıllarda giderek artan akran zorbalığına maruz kalacakları konusunda endişe yaşıyor. Peki akran zorbalığı nedir? Gerçekten endişe barındırması gereken bir durum mu? Bunu da işin uzmanından Psikolog Meltem Kaya’dan öğrendik. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Psikolog Kaya; “Okullarda yaşanan akran zorbalığı; çocukların okulu sevmemelerinin ve gitmek istememelerinin yanında, fiziksel veya psikolojik sorunlar yaşamalarına neden olabiliyor” dedi. Ayrıca Psikolog Kaya; “Akran zorbalığının daha şiddetli ve uzun sürdüğü durumlarda ve sosyal destek yetersiz olduğu takdirde bu durumun sonuçlarının çok daha ciddi olabildiği, ayrıca bu dönemde yaşanan zorbalık olaylarının olumsuz etkilerinin yaşamın ilerleyen dönemlerinde de devam edebileceği unutulmamalıdır” şeklinde görüş bildirdi.

Bingöl'ün Genç ilçesinde dereler taştı, ekipler çalışmalarını sürdürüyor Bingöl'ün Genç ilçesinde dereler taştı, ekipler çalışmalarını sürdürüyor

Özel Haber: Kübra TÜRKAN 

Son yıllarda baş gösteren sorunlardan biri de ne yazık ki akran zorbalığı bu nedenle eğitim öğretim yılı başlar başlamaz aileleri akran zorbalığı endişesi sarmakta. Peki akran zorbalığı nedir? Çocuklarımızı akran zorbalığından korumak mümkün mü? Gibi önemli soruların cevaplarını da Psikolog Meltem Kaya verdi. İşte Psikolog Kaya’nın bu hassas konu özelindeki açıklamalarının detayları…

“Akran zorbalığı; çocukluk ve gençlik döneminde yaygındır”

Akran zorbalığının ne olduğuna dair ayrıntılı bir açıklama yapan Psikolog Meltem Kaya; “Akran zorbalığı; çocukluk ve ergenlik döneminde yaygın olan, yaşıtları olması sebebiyle daha çok okul ortamında görülen, kişilerin kendilerinden daha güçsüz ya da savunmasız olduğunu düşündükleri akranlarına yönelik gerçekleştirdikleri sözel, fiziksel, sosyal, siber ve cinsel zorbalık gibi çeşitleri olan zarar verici ve tekrarlayıcı davranışlardır” dedi.

“Sosyal zorbalıkta; dışlama söz konusu”

Akran zorbalığının en yaygın türünün sözel zorbalık olduğuna vurgu yapan Psikolog Meltem Kaya; “Akran zorbalığının en yaygın türü olan sözel zorbalık; dalga geçme, hakaret, küçük düşürme, küfür etme, tehdit veya incitici sözler söyleme şeklinde görülebilir. Fiziksel zorbalık; vurma, itme, tükürme, eşyalarına zarar verme gibi davranışlardır. Sosyal zorbalıkta kişiyle konuşulmasını, arkadaş olunmasını engellemek, oyunlara almama gibi çocuğu dışlama davranışları mevcuttur. Siber zorbalık; sosyal medya ya da internet ortamında kişiyi rahatsız edici fotoğraflar ya da yazılar paylaşma şeklindedir. Cinsel zorbalık ise sözlü ya da fiziksel taciz, cinsel anlamda dokunma ya da cinsel içerikli küfür etmektir” ifadelerini kullandı.

Akran zorbalığına maruz kalan çocukta ne gibi belirtiler ortaya çıkar?

Bir çocuğun akran zorbalığına maruz kalıp kalmadığını anlamak noktasında nelerin yapılabileceğine de dikkat çeken Psikolog Kaya; “Bir çocuğun akran zorbalığına maruz kalıp kalmadığını anlamak adına dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda okula gitmek istememe, sürekli bahaneler üretme, arkadaşları hakkında hiçbir şey paylaşmama, okul başarısının düşmesi, uykusuzluk, iştahsızlık, baş ağrısı, karın ağrısı, yorgunluk, değersizlik, yetersizlik duyguları, içe kapanma, kaygı,  kendine güven ve benlik saygısında azalmanın yanında yaşadığı duygusal sıkıntılar depresyon yaşamasına sebep olabilir” dedi. 

“Çocukları akran zorbalığından korumanın en önemli yolu; onlarla etkili iletişim sağlamaktır”

“Çocuklarımızı akran zorbalığından korumanın en önemli yolu etkili iletişim ortamını sağlayabilmektir” diyen Psikolog Kaya; “Çocukların yaşadıkları zorbalık nedeniyle kendilerini güçsüz hissetmesi, utanmaları ve bu durumları paylaşırlarsa yaşadığı durumun azalmayıp artacağı inancı onları paylaşma düşüncesinden uzaklaştırır. Ebeveynleriyle fiziksel ve psikolojik açıdan güvenli bir ortamı olduğunu düşünen, koşulsuz sevginin hâkim olduğu ailelerde çocuklar yaşadıkları olumsuzlukları aktarmada diğer çocuklara göre daha az zorlanacaklardır” şeklinde görüş bildirdi.

“Çocukların duygusal anlamda daha az zarar görmeleri noktasında okul ve veli işbirliği olmalı!”

Zorbalığa maruz kalan çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği noktasında da önemli ipuçları veren Psikolog Kaya; “Zorbalığa maruz kaldığı anlaşılan bir çocuğun ise bu sorunla baş başa bırakılmaması, okul yönetimiyle ve rehberlik servisiyle iletişime geçilmesi gerekir. Çocukların duygusal anlamda daha fazla zarar görmesini engelleyecek en doğru şekilde, gerekli önlemler alınarak, okul ve veli işbirliği içinde bu sorun çözülmeye çalışılmalıdır” dedi.

“Çocuklar; kendi sınırlarını belirlemek konusunda eğitilmeli!”

Çocukların kendi sınırlarını korumaları adına çocuklara gerekli eğitimlerin verilmesi gerektiğinin de notunu düşen Psikolog Kaya; “Çocuklarımıza iyi birer rol model olmak, olumlu yanlarını desteklemek, onlara sorun çözme ve iletişim becerileri kazandırmak, hayır diyebilmeyi öğretebilmek hem özgüvenlerini arttıracak hem de sınırlarını korumalarını sağlayacaktır. Zorbalık yapan çocuğun ise öfke kontrol, empati, özdenetim becerileri, iletişim becerileri gibi konularda destek alması önemlidir. Bu çocuklarda dürtü kontrol bozukluğu, davranış bozukluğu gibi tedavi edilmesi gereken bir durum olup olmadığını belirlemek gerekir” ifadelerini kullandı.

“Zorbalık yapan da zorbalığa maruz kalan da gözlemlenmeli!”

Gerekli durumlarda kesinlikle ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerektiğini de kaydeden Psikolog Kaya; “Akran zorbalığının daha şiddetli ve uzun sürdüğü durumlarda ve sosyal destek yetersiz olduğunda bu durumun sonuçlarının çok daha ciddi olabildiği, ayrıca bu dönemde yaşanan zorbalık olaylarının olumsuz etkilerinin yaşamın ilerleyen dönemlerinde de devam edebileceği unutulmamalıdır. Zorbalığa maruz kalan ve zorbalık gösteren çocuklar gözlemlenmeli ve gerekli durumlarda mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınmalıdır” diyerek açıklamasını tamamladı.