Ve nihayet 15 Mayıs sabahındayız. Yoğun bir propaganda döneminin ardından seçim sonuçları önümüzde duruyor. Çok fark yok, yaşadığımız diğer günlerin bir benzeri, sıradan bir gün yani.

Mutlu olanlar kadar hüzünlenenler, geleceğe dair büyük hayaller kuranlarla, umudunu yitirenler aynı sokaklarda yaşamaya devam ediyorlar ve devam edecekler. Bir süreliğine unuttuğumuz depremzedeleri, uzuvlarını kaybeden küçücük bedenleri, her gün harçlık verdiğimiz işsiz üniversite mezunu evladımızı yeniden hatırlayacağız. Hayat kaldığı yerden devam edecek.

Bizler yani seçmenler açısından oldukça kârlı bir propaganda dönemi oldu. Eğer verilen sözler tutulursa ne ala, sırtımız yere gelmeyecek. Elazığ’a verilecek bakanlık zaten garanti. Ya seve seve verilecek ya da masalar ikiye bölünerek o bakanlık Elazığ’a getirilecek. EYT ile emekli olduk. Çalışanların maaşları gayet iyi. Gaz bedava. Daha ne olsun…

Deprem nedeniyle birçok ilde sönük geçen seçim çalışmaları Elazığ’da oldukça hareketliydi. Üzerine pankart, resim yapıştırılmayan tek bir direk ya da tek bir ağaç kalmadığına şahitlik ettik hep birlikte. Bilboardlar yetmediğinden kavşaklarda, kaldırımlarda gecekondu panolar dahi gördük. Bağımsız adayların ilimizdeki bu seçime renk kattığı ise bir hakikat. Bağımsızların performansı yarış halindeki partilerin uyanmasına ve daha çok çalışmalarına neden oldu. Böyle olunca da son dönemlerde alışık olmadığımız bir seçim kampanyası süreci yaşamış olduk. Tüm rekabete rağmen hiçbir şiddet olayının yaşanmaması ise çok önemli bir olgunluk göstergesi.

1950 yılının 15 Mayıs sabahı Son Posta gazetesi seçimin huzur içinde yapıldığını ve katılımın yüksek olduğunu ‘’Seçim sükun ve vakar içinde geçti. İştirak nisbeti bir rekor teşkil ediyor.’’ manşetiyle duyurmuştu. Aynı sabah yayınlanan Zafer ve Akşam gazeteleri ise Demokrat Partinin zaferini müjdeliyordu. Seçim sonuçları münferit olaylar dışında ülke genelinde olgunlukla karşılanmış ve taraflar halkın tercihini kabullenerek yollarına devam etmişti.

Bu yazıyı kaleme alırken henüz sandıklar dahi açılmadığından sonuçlara ilişkin herhangi bir veri yok elimde. Sandık güvenliği kaygıları ise bertaraf edilmiş durumda. Türk demokrasi tarihinin kritik seçimlerinden birine giderken katılımın tıpkı 1950 seçiminde olduğu gibi yüksek olması muhtemel.

Seçime katılan tüm taraflar oldukça hırslı ve kazanacağına emin. Sonuç ne olursa olsun aşırı inanmış olan bir kitlenin büyük hayal kırıklığı yaşayacağı kesin. Seçim sabahında birçok farklı görüşteki arkadaşımın kararsız olması muhtemel seçmene son uyarı niteliğindeki uyarıları ise adanmışlığın göstergesi.

Çıkacak sonuç ne olursa olsun ülkemizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunması ise en büyük temennimiz.