Unuttuk, bizi biz yapan değerleri! Unuttuk, insanı insan kılan değerleri! Kaybolup gittik insafsızlık denizinde! Sahi neydi insanlık, neydi merhamet?
Merhabalar, bu hafta köşemde “unutmak “ üzerine birkaç kelam etmek istedim! Ol deyince olduranın bizlere kendimizi bulduranın adıyla başlayalım.
İnsan dediğimiz, unutmak üzerine kurulu bir dünyada var olmaktadır. Ölümü, yaşamı, sevgiyi, iyiliği, vicdanı, merhameti unutan ve bir daha hatırlamayan! Her şeyi unutan hatta ve hatta kendini unutup başka insanları dışlayan, aşağılık gören, kendi gibi olmayanları farklı kategorilendiren. Kendi istekleri olunca başka insanlara saygı ve sevgisi olan; yalnız ve yalnız kendi doğrularının olduğuna inanan. Merhamet gerektirecek konularda bile kendi doğruları yolunda ise “evet merhamet edilecektir” diyen bir hâl! Yazık ki ne yazık!
Unutmak ne de kötü bir kelime olmuş dilimizde! Yüz yüze baktığımız insanları, yarın beraber hayatı omuzlayacağımız insanları unutmuşuz! Yaptığımız yardımları bile başa kalkar olmuşuz. Kırıp dökmeyi iyi bir şey sanmışız. İnsanların acılarını paylaşmayı, fikirlerine saygı duymayı unutmuşuz. Kendimizden olmayanı bambaşka görmüşüz; karşımızdakinin bizler gibi insan olduğunu unutmuşuz! İlk fırsatta yaptığımız iyilikleri söylemiş, ilk fırsatta tefecilik misali sıralamışız yaptıklarımızı. Cemil Meriç’in dediği gibi “İyilik eden mükafat beklediği an tefecidir!” sözünü bilakis kendimiz yaşamışız! Hangi ara unuttuk, bizi biz yapan değerleri? Hangi ara unuttuk, iyiliğin karşılıksız olduğunu, insanın her şeyden evvel bir yürek taşıdığını hangi ara unuttuk?
Yaşamın bu kadar zor bu kadar acı olduğu bir evrende biz birbirimize neden bunları layık gördük hiç anlamadım ve hiç anlamayacağım! Zira benim nezdimde iyilik karşılıksız olmalı; benim nezdimde insan, unutmamalı kim olduğunu; benim nezdimde insan, bilmeli sınırını ve bilmeli nerede durması gerektiğini! Kendi gibi düşünmeyenlere saygı duymayı bilmeli insan, hayata bambaşka bakan insanların da olduğunu idrak etmeli!
Ve bir gün kendi gibi olmayana el uzatacaksa da bunu ileride dile getirmek için değil yalnız ve yalnız Allah rızası ve insanlık için yapmalıdır. Yoksa geriye ne rıza kalır ne de insanlık!
Fikirlerimiz, duruşumuz, bakışımız bambaşka olsa da biz insanlar acı da ve sevinçte yan yana olmayı, vicdan ve merhamet sahibi olmayı bilmeliyiz. En çok da saygı duymayı bilmeliyiz. En çok da insan kalabilmeyi öğrenmeliyiz!
Sözlerimi bitirmeden evvel yüreğindeki merhameti kaybetmeyen canları saygıyla selamlıyor; hepimize insanlık dolu bir yaşam diliyorum!
Kalın sağlıcakla!