Fikir Günlüğü
Uzun zamandır ülkemizde tatmin edici, yüz güldürücü bir tarım politikası yok.
Durumu idare kabilinden "ithal ikameci" ucube bir tarım politikası uygulanıyor.
Toprak ve doğal kaynak fakiri Avrupa ülkeleri tarımda atak yapmış ve tarım ürünü ihraç ederek döviz girdisi sağlarken, yıllar öncesinin tarımda kendi kendine yeten ülke olan Türkiye’miz ne yazık ki kendi çiftçisini öksüz ve yetim bırakıyor. Yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etme yolunda hızla ilerliyor.
Gıdadaki fahiş artış tarımdaki sıkıntıların sonucu.
Akaryakıtın fahişin de fahişi artışı çiftçinin yükünü dayanılmaz yaptı.
Çiftçi diyor ki, "geçen yıl ot ilacı 2 bin lirayken, bu yıl 4 bin lira, 1 kilo limon satıp 1 ekmek alıyordum, artık 3 kilo limon verip 1 tane ekmek alabiliyorum". Çiftçinin bu yakarışını duyan yok.
Öte yandan üretici çiftçinin yok pahasına tarlada verdiği ürün de sofralara fahiş fiyatla geliyor.
Tüketici de ayrı dertli.
Başka bir çiftçi bir kilo pamuk satarak üç litre mazot alabilirken artık üç kilo pamuğa bir litre mazot alabildiğini söylüyor.
İktidar partisinin çığırtkanları, şakşakçıları ücretlerde artış sağlandığını, asgari ücrete, memur maaşına, efendim, yüzde şu kadar muazzam zam verildiğini filan ileri sürerken, mal ve hizmet alımının azaldığını saklıyor.
Laf cambazlığıyla göz boyuyor.
Şişmiş rakamla sanki daha zenginleşme olduğu algısını vermeye çalışıyor. Halbuki alım gücü iyice düşmüş.
Ücret ve maaş artışları balon. Enflasyon iğnesi balonu pat diye patlatıyor.
Pahalılık gerçek.
Üretici de perişan tüketici de.
Bilinçli çiftçi diyor ki mazot 18 lirayken dekar başına 75 lira mazot desteği vardı. Şimdi mazot 40 lirayı geçti. Desteğin 150 lira olması gerekir, oysa 103 lira.
Öte yandan çiftçi neden mazotta özel tüketim vergisi ödüyor? Normal vergi yetmiyor mu? Verginin kendisi yetmez de bir de özeli niye oluyor?
Çiftçi mazotla gezmeye mi gidiyor? Tatile mi gidiyor?
Yatlara ucuz mazot verilirken çiftçi neden çifte vergiyle mazot alıyor?
Hükümetin ekonomi politikası içi boş "nas" söylemiyle iflas bayrağı çekmişti. Tarımda da çöküş yolda. Tüm dünya iç üretime odaklanmışken, biz dışarıdan alırız, ucuza alırız politikasına devam ediyoruz.
Birçok tarım ürününde "kendi kendine yeten ülke" olma özelliğini çoktan kaybettik.
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş zamların ucuz gıda hayalini suya düşürdüğünü ifade ederek şu keskin uyarıyı yapıyor: "Amaç yerli üretimi desteklemek, ithalattan kurtulmaksa acilen çiftçinin üzerinden bu yükü alın. Bakın yeni virüsler görülmeye başlandı. Artık parayla bile gıda alamayız dışarıdan. Türkiye zaten birçok üründe kendine yeterliliğini kaybetti. Çiftçiyi de küstürmeyin. Gıda güvenliğini riske atmayın!”
Biz de buradan seslenelim: Artık işleri uzmanlarına, bilenlerine bırakın. Yani ekonomiyi ekonomi bilenlere, tarımı da işi bilenlere bırakın. Tek adamın her şeyi bilmesi mümkün değil.
Orkestranın şefi olmak niye yetmiyor?