Evrimdışı
Probleme getirilmek istenen hükümet, var olan problemden daha büyük problemdir. İnsanlara sunulan ve insanların beklentileri arasında müthiş tezatlık olması reytingi topla polemikten çıkar vatandaşın prensibini yok say mantalitesini ortaya çıkarır.
Genelden özele, özelden genele fark etmeksizin tabloya bakınca spesiyaliteden uzak görünümler neredeyse yer etmiş durumda. Kimin ne istediği kimin kime ne sunduğu kendisi olmayan durumlar gerçekliği alt üst etmekte. Vatandaş siyasetten, siyasiden en çok olmasını istediği şeyleri duymak ister. Siyasiler ise siyasette sadece olması ihtimali düşük olanı sunar gerçekleşme olasılığı çok nadir olanlarla övünür. Ülkede kim neyi istiyor? İttifaklar bunu düşünmüyor ve bunun üzerine hareket etmiyor. Bir taraf bir tarafı yıkmak isterken diğer tarafta da sadece var olan varlığının daimi olması için çaba sarf ediyor. Fakat hiç kimse vatandaş ne istiyor? Demiyor. Çünkü herkes özgünlükten uzak ve kendisi olmayan dünyayı yansıtıyor. Başkasının kopyası olmaktansa yok olmayı yeğlerim. Benim dünyamı kopyalayıp benim gibi olmaya çalışan insan kitlesine bakınca çok gülüyor ve onların adına üzülüyorum. Bir ben asla olamayacakları için. Çünkü başarı ve karakteristik özellik asla kopyalanamaz sadece yaptık bende denilir. Var oldum derler ama bir hiç olduklarını bilemezler. Yazık acınılası insancıklar. İşte siyasette de böyle düşünüyorum. Kendisi olmayan bir düzen içerisinde kendisini kaybeden olgu olması düşük ihtimal şeyleri bile yok eder. Herkes adaletten, doğruluktan özgünlükten bahseder ama çıkış noktası spesiyaliteden uzak bir dünya. Benim bir özel tarafım var kendimi çok takdir ederim bu konuda. Çevremde kendini mükemmel göstermeye çalışan ve iyi olduğunu düşünen insancıkları içten dıştan gülerek izlerim. Asla saygı duymam. Benim saygı duymam için kendilerini var olarak görmemeden geçer. Benim için yok olanı görmek biyolojik yapıma hakarettir. Siyasete de bu çerçeveden bakıyorum. Benim için gerçeklikten uzak olanı benimsemek kesinlikle kabul görebilecek bir durum değil. Çevremdeki insanlar çok iyi siyasetçi olduğunu düşünür fakat yerinde saymaya, gelişmekten uzak minnacık beyinler olduğunu görmüyorlar. Siyasette arkadan iş çeviren kitle vardır. Ne yazık ki gerçek yaşamda da vardır.
Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Şu cümlenin verdiği rahatlık gibisi yok. Gerçeklikten uzak sadece siyasi zihinlerinin olduğunu düşünenler iki saniyelik yer edinir sonra yok olur. Tarihte kendinden söz ettiren siyasilere bakın hep başarı hep gelişim. Ama kendisi olmayan sözlerle süslenen siyasiler ise sadece geldiler geçtiler. Hangi işi yaparsanız yapın doğru olun kendiniz olun. Önceki yazımda meslek ahlakından bahsetmiştim. Ahlak kavramı sadece namus yönde algılanıyor onu biraz açayım. Sadece namus olarak değil konuşurken, yürürken, bakarken bir iş yaparken de ahlak gereklidir. Ahlaksızlığı ele alıp ahlaklı görünmeniz ahlaksız olduğunuz gerçeğini değiştirmez.
Benliğiniz sağlam, kişiliğiniz doğru ve hayatınız ahlaklı olsun.
Sevgim üzerinize olsun…