Kent Güncesi

Asrın felâketinin izleri el birliği ile silinmeye çalışırken; bir yandan da siyasi tempo yükseliyor. Her ne kadar sessiz propaganda devam ediyor gibi bir tutum izlenmeye çalışılsa da siyasetin sivri dili yine de hâkim oluyor. Oysa böylesi süreçlerde daha fazla bir kutuplaşma görmek istemiyoruz. Biraz garip ama seçmenler; siyasilere bir bakıyoruz sağduyulu olma çağrısında bulunuyor.

Özellikle belirli yaşın üzerindeki seçmenler; bu ülkede siyasi kaosların ve ötekileştiren bir dilin neye mal olduğunu çok iyi bildiğinden; siyasetin dilinin son derece nezaket içermesi gerektiğini çünkü siyaset yüzünden geçmişte insanların çok gırtlak gırtlağa getirildiğine dikkat çekiyor.

Sık sık dillendirip duruyorum nezaketi en fazla görmek istediğimiz yer; siyasi arena diye ama nerede?

Sokakta bile görmeye tahammül edemediğimiz şeylere sık sık TBMM çatısı altında denk gelmek ne garip? Demokrasi çığırtkanlığı yapması gereken kitlelerin sıkışınca yumruk yumruğa gelmesi size de çok anormal gelmiyor mu? Siyasiler kendileri ile sağlıklı iletişim kuramazken; halkla nasıl sağlıklı iletişim kuracaklar? Varın siz düşünün!

Elbette siyasiler de insan zaman zaman onların da tansiyonlarının yükselmesi normal ama işte bir de işin aması var. Siyaset yapanların bir kitleyi temsilen o makamlarda olduğunu hatırlaması; o makamlara da o makamlara da kendilerini getiren kişileri de saygın bir şekilde temsil etme gayretinde olmaları gerektiğini unutmamalı.

İnanın siyasete nezaket bulaştığı an her şey çok daha güzel olacak.

Yeter ki seçilmişlere seçilen kişi sıfatı fazla gelmesin!