"Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim."
Halide Edib ADIVAR
İstiklal Savaşı sırasında “onbaşı” rütbesi almış daha sonraları “başçavuş” rütbelerine layık görülmüş bir kadın Halide Edib. Ayrıca savaşı ve Anadolu’nun mücadelesini basın yoluyla duyurmayı başarmış ve tüm dünyanın Ankara hükümeti ve yaptığı işlerden haberdar olmasını sağlamıştır. O aynı zamanda İstiklal Madalyası’na da sahip olmayı başarmış bir kadın…
Sürgünde geçirdiği dönemlere baktığımızda İngiltere, Fransa ve Hindistan dikkati çeker. Gandhi gibi Hint hareketinin öncü isimlerini tanıyan Halide Edib Müslüman Hindistan fikrini destekleyenlerden olmuş. Hatta “Inside India” isimli eserinin Hindistan’ın o dönemdeki durumunu çok güzel tahlil ettiği söylenir.
Bir dönem de Turancılık ve Türk Ocakçılığı fikirlerinin öncü isimlerinden olmuş İttihat ve Terakki içinde bulunmuş bir isimdi Halide Edib.
Halide Edib biraz da feminist bir yazardı. Birçok romanında bu çok net görülür. Fakat bu durum Halide Edib’in Anadolu halkını ve onların muhafazakar değerlerini anlamadığını göstermez. Bundan bir asır evvel dahi o, romanlarında ve yazılarında gerçek mümin ile din istismarı yapanların arasındaki farkı hep gözler önüne sermiştir.
Halide Edib, bizim için bir kültür birikimi büyük bir miras. Hâlâ daha Hindistan gibi uzak bir ülkede dahi Halide Edib’den bahsediliyor ise bizim yeni nesile bu değerli yazarı tanıtmak ve okunurluğunu artırmak gibi bir görevimiz olduğuna inanıyorum.
Bizlere gurur veren tarihimizin yazılmasında rol alan önemli değerlere ve onların fikirlerine sahip çıkmamız bizim için de bir borçtur.
Halide Edib’in “Sinekli Bakkal” da dediği gibi; "Fikir gidince insan da kağıt gibi cansız, manasız oluyor."