Elazığ ismi ile kulaklara Harput’u fısıldayan meltem esintisidir. Elazığ, canlı olan Harput’un tarihi devasa mirasını taşıyan zengin bir kültürel servettir. Elazığ; eğitim, kültür, sanat, tarım, sanayi, ticaret damarlarının ulaşım kavşağındaki ılıman iklimin kalbidir. Elazığ, tozlanmış sayfalarda bugüne ışık tutan sıkıcı olmayan tarihi nakaratlardır. Elazığ, uzaklarda da olunsa özlem duyulan bir sevgilidir. Elazığ harikaları ile görülmesi gereken cazip mekânlardır. Elazığ, hasretin kol gezdiği kültüre duyulan özlemdir. Elazığ, birçok alanda cazibe merkezi, bölge şehri, Doğu’nun Paris’idir.

Velhasıl Elazığ özeldir, güzeldir, geniş potansiyele sahip, gelişebilir, değişebilir özelliktedir. Elazığ için bu söylenenler doğrudur, dahası da vardır. Elazığ için söylenecek daha çok güzel şeyler de vardır.

Memleketime olan sevgimi, bağlılığımı ifade eden samimiyet yüklü kulağa hoş gelen bu sözlerin birçok insanların meramı, derdi olduğuna da yürekten inanıyorum.

Bu sevgi, derinlerden geldiği kadar saf ve yeni oluşmayan kaygısız, beklentisiz bir sevgidir. Ancak; sadece özel ve güzel olmak, özel ve güzelle yetinmek gerçekten yeterli mi acaba? Elazığ, sadece özlem duyulan bir memleket, platonik bir aşk, “…orada bir köy var uzakta, gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür…” yaklaşımıyla kuru kuruya karın bile doyurmayan bir sevgi ile ne kadar arzuların ötesine taşınabilir ki? Hem de var olan geniş potansiyele rağmen! İşte düşündürücü ve üzücü tarafı da bu.

Hani varlık içerisinde yokluk çekmek, gücünün farkında olmamak, eldekiler rağmen ele muhtaç olmak derler ya! Bütün önyargılardan, beklentilerden, yanlış anlaşılmalardan, hırslardan, ben merkezli yaklaşımlardan uzak, hiç değilse asgari müştereklerde bir araya gelebilmek. Sonra…

Birlik ve beraberlik içerisinde gönül birliği kadar, sevgimizi perçinleyecek mal ve hizmet yatırımlarında Elazığ’a öncelik vermek. Daha sonra, farkındalık, farkı fark ederek harf harf, hece hece, kelime kelime, cümle cümle Elazığ’ı iyi bir şekilde okuyarak Elazığ’ın kendisini anlatabilmesini, anlaşılabilmesini sağlamak, tanıtım ve reklamlar yapmak.

Tabi ki bunun için de konuşabilmek, tartışabilmek. Eğer bir yerde konuşma ve olumlu tartışmalar varsa orada rüzgâr yaprağı oynatıyor demektir. (Devam EDECEK)