Özel Haber: Remziye KÖKBURİ

Sanayi mahallesi sakinleri sorularına çözüm aradıklarını ve her koşulda yardım beklediklerini söyleyerek şehrin yöneticilerine seslendi. Sanayi Mahallesi sakinleri; “Biz insanca muamele görüp insanca yaşamak istiyoruz. İstatistiklerde suç oranlarında anılmak istemiyoruz. Kendi mahallemizde şehrimizde ikinci sınıf insan muamelesi görmek istemiyoruz” dedi. Mahallelinin sıraladığı sorunlar haberimizin detayında…

“SANAYİ MAHALLESİ KADERİNE TERK EDİLDİ”

Sanayi mahallesi olarak çarşıya on dakika mesafesi olmasına rağmen ne yazık ki hak ettiği değeri görmedikleri ifadelerini aktaran Veysi Erbay; “Merkezi bir konumda fakat gelişim sağlanmasına fırsat verilmiyor. Yetkililer tarafından bir yatırım yapılmıyor. Sanayi mahallesi mahrumiyet mahallesi. Ufak tefek sıkıntılarımız dâhi giderilmiyor. Evimin arka tarafına kereste meydanı yapılmış. Üç ay oldu uğraşıyorum. Yöneticilerimiz gelip mahallenin ve vatandaşını halini sormuyor. Valimiz, beş vekilimiz, siyasi partilerimizin il başkanları neredeler? Bu şehri temsil edenler nerede? Sahipsiz bırakıldığı için bu mahalle bu halde. Depremden sonra toparlanır diye bekledik ama bir ilerleme yok. Depremden öncesi kötü diyorlardı. Biz bekledik depremde bir şeyler yapılır diye ama hiçbir şekilde el değdiren olmadı ve Sanayi mahallesi kaderine terk edildi. Kesinlikle biz Sanayi mahallesinde bizi temsil edecek vatandaşına sahip çıkacak hiçbir yönetici görmedik. Mahrum bırakılmış mahallemiz. Gelip bir baksınlar desinler ki bu mahallede insanlar nasıl yaşıyor? Ne şartlarda yaşam sürüyorlar. Şehrin batısına yapılan ne yazık ki bu mahallelere yapılmıyor. Merkezi yapıda olan mahalle tam anlamıyla yüz üstü bırakılmış. Düşünen yok bizi” dedi.

“MÜLTECİ SORUNUMUZ VAR, BU SORUN ŞEHRİ VE ÜLKEYİ YAKAR”

“Siyasi partiler kendilerini kenarda tutuyor. Siyasiler sadece oy zamanı gelmekte” diyen Seyfettin Arduç; “Bu şehrin yöneticileri nerede? Diye kendi kendine soruyor insan. Doğu ve batı arasında yapılan hizmette uçurum var. Sanayi mahallesi git gide varoşlaşmaya başladı. Nitelikli göç verip niteliksiz göç aldı. Özellikle depremden sonra yerli vatandaşların gitmesiyle otomatik şekilde anormal niteliksiz göç kurbanı bir mahalle olduk. Niteliksiz göçler mahalleyi harabe hale getirdi. Depremden sonra mahalle tam anlamıyla hurda mahallesine döndü. Deprem fırsata dönüştürülmedi. Elazığ’da 13 bin mülteci var. Bunun binden fazlası Sanayi mahallesinde. Bu oran Sanayi mahallesini boğan bir rakam. Sanayi mahallesi yetim bırakılmış durumda. Kendi içimizde azınlık haldeyiz. Ciddi anlamda mülteci yoğunluğu fazla. Mülteciler konusunda neden diğer mahallelere gönderme olmadı neden hepsi burada, burada bir yığılma oldu? Sanayi mahallesine tüm yükü yüklediler. Topyekûn bir arada olmaları başlı başına tehlike arz ediyor. Elazığ’daki diğer mahallelere de alsınlar. Mülteci sorunumuz var bu sorun şehri yakar ve ülkeyi yakar gerçekleri neden kimse görmüyor? Bir hafif kargaşada her şey alt üst olur. En basit şekilde kâğıt toplayıcılarının burada tek merkezde toplanması mahalleyi atık hale getirdik. Biz Sanayi mahallesi sakinleri olarak rahatsız durumdayız. Derdimizi anlatacağımız kapısını çalacağımız kimse yok! Maalesef tüm yetkililer kapsama alanı dışında. Sanayi mahallesinde insanca yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“BU MAHALLEDE SUÇ ORANLARI ARTIYORSA MAHALLEYE SAHİP ÇIKILMADIĞI İÇİNDİR”

Sözlerine devam eden Seyfettin Arduç; “Biz istatistiklerde suç oranlarında anılmak istemiyoruz. Bu mahallelerde suç oranları artıyorsa  mahalleye sahip çıkılmadığı içindir. Sonuçları konuşmayalım neden olduğunu konuşalım. Sosyal olanakları sağlanamayan gençlerimizi konuşsunlar. Bu gençleri nasıl geri kazanırız? Onları konuşsunlar. Sosyal alanlardan, değerden yoksun gençlere imkân sağlasınlar o zaman istatistiklerde başarıdan söz ederler. Kaderine terk edilmiş mahalleyi ya geri kazanacaklar ya da komple kaybedecekler. Sanayi sitesi kaldırılmalı! Burası mahalleye ve şehrin ana yapısına ciddi zarar veriyor. Yarı açık cezaevi resmen bu mahalle. Balkonlarımıza çıkamıyoruz. Sanayi mahallesi Kıpçak sokakta yaklaşık üç ay sürede inşaat kalıp malzemeleri getirerek keresteleri yığma yapmış durumdalar. İçi boş alana bıraktılar ve farelerin çıkmaya başladığını gördük. Yan tarafında evler ne kapı pencere açabiliyor ne de sesini çıkarabiliyor. Ve yılanın dâhi olduğunu görenler oldu. Hem görsel zarar hem de vatandaşa ciddi zarar veren kereste yığmışlar. Cezaları yaptırımı arttırılıp bu kereste yığınları buradan kaldırılmalı. O zaman vatandaş bu görüntüden kurtulur. Maliyenin gelip takibini yapması gerekiyor. Keresteler en ufak kıvılcımla yanabilir evlere sıçrayabilir. Üç ay oldu bu sorun hususunda hiçbir ilerleme yok” dedi.

“MAHALLE, VATANDAŞI TEHDİT EDECEK ŞEKİLDE KÂĞIT TOPLAYICILARININ MESKENİ OLDU”

Selçuklular sokağının; kağıt toplayıcılarının meskeni olduğunu aktaran ve bu durumun vatandaşı tehdit edecek boyuta geldiğini kaydeden Gıyasettin Yıldırım; “Kantar kurdular vatandaş her yönden mağdur ediliyor. Vekillere de Valiye de ilettik ama devletin yaptırım gücü neden işlemiyor? Anlamıyoruz. Çocuklarımız sokağa dâhi çıkamıyor. Kokusu görüntüsü çekilmiyor. Mültecilere neden sesini çıkarmıyorlar? Dilekçe verdik gelip bir bakalım diyemediler. Gelip sadece toplanma anında gelip bir halimizi görsünler. Kendileri yaşayabilirler mi? Bize reva görüyorlar. Şikâyetlerimiz dolu geri dönüşler boş. Ekipleri arıyoruz. Gelip el sıkışıp gidiyorlar. Bu şehrin yöneticileri kâğıt toplayıcılar ile komşu olsunlar kirasını biz vereceğiz. Bakalım dayanabilecekler mi? Kendilerine yakıştırmadıklarını bize yakıştırıyorlarsa bu vatandaşa zulümdür. O koltuklardan bir gün ineceksiniz kimse ebedi kalmayacak. Vatandaşını düşünmeyen yönetici yok olmaya mahkûmdur. Biz toplayıcıları uyardık ama tehdit edildik. Ben benim olan evi satıp mı gideyim? Yöneticiler bir çare bulsun.  Yöneticiler, Sanayi mahallesine sahip çıkmamaya devam ederlerse sorunlar misliyle dönecek. Bunları mahallenin dışına götürsünler. Biz tüm kapıları çaldık ama bize kapılar kapandı. Seçim zamanı da biz kapılarımızı kapatacağız. Bizi gören duyan yoksa bizim için de her şey bitmiş olacak. Garibanın yüzü güler mi? Yöneticilerimizden ümidimizi kestik” ifadelerini kullandı.