Uzman Klinik Psikolog Karabulut “Yaşlılık vazgeçiş ya da bir hastalıkmış gibi algılanmamalı”

Özel Haber: Remziye KÖKBURİ

Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Seren Karabulut; “Yaşlılara; ‘sen yapamazsın’ demek onlar da artık yetersizmiş algısını oluşturacağı gibi onları bunalıma hatta depresyona itebileceği durumları ortaya çıkarır. Her birey, her yaş gurubu hepimiz için özeldir. Çocukluktan yaşlılık dönemine kadar birçok farklı ortama uyum sağlayabiliriz. Fakat yaşın ilerleme durumu buna her zaman sağlıklı olanak sunmayabilir. Yaşlılarımıza yetersizmiş gibi davranmamalıyız” ifadelerini aktararak, yaşlılarımıza ‘sen yapamazsın’ demememiz gerektiğini söyledi.

“YAŞLILIK VAZGEÇİŞ YA DA BİR HASTALIKMIŞ GİBİ ALGILANMAMALI”

“Dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar incelendiğinde son yıllarda yaşlı nüfusunda oldukça belirgin bir artış görülmekte. Bu bağlamda bakıldığında nüfusun artışı yaşanılan dönemle ilgili sorunları da arttırmıştır” diyen Karabulut; “Yaşlı bireyin yaşamındaki ekonomik, ruhsal, sosyal ve sağlıkla ilgili değişimler uyumla ilgili sorunlar oluşturabilir ve bu durum yaşlı bireyi ruhsal anlamda olumsuz etkileyebilir. Yapılan araştırmalar incelendiğinde sosyal hayatı ve sosyal paylaşımları azalan yaşlı bireylerin yaşlanma sürecinin ve kronik hastalıklarının daha artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Araştırmalardan da anlaşılacağı gibi ruhsal durumların olumlu ya da olumsuz ilerlemesi yaşlanmayı ve hastalanmayı olumsuz etkileyebilir. Ruhsal anlamda sağlıklı hisseden zihin bunu yaşamına ve vücuduna da yansıtır. Bu sebeple yaşlıların sağlıksız hissetmelerini arttıracak kısıtlamalar, vücut ve zihnin işlevlerini azalmış algılamasına ya da yetersizlik algısının artışına neden olabilir ve bu da yaşamsal işlevinde düşüşe sebep olabilir. Yaşlılık vazgeçiş ya da bir hastalıkmış gibi algılanmamalı! Bireyin bedensel ve psikolojik olarak korunmasının yollarının aranması önemlidir. Her yaşın ihtiyaçları farklıdır ve yaşlılık döneminin de ihtiyaçları farklıdır. Yaşlı bireyin ihtiyacı olan şey belki önceki yaşlarından farklı olarak daha sakin, sağlık açısından daha temkinli davranması gibi durumlardır bu bağlamda da ihtiyacı olan tek şey destek almaktır. Toplumsal çevreden destek alan, yaşlılığına ve sağlık sorunlarına rağmen kendilerine ihtiyaç duyulduğunu hisseden yaşlı bireyler içinde bulundukları yaşam koşullarıyla daha uyumlu ve kolay baş ederler. Bu yüzden özellikle yaşlıların fikirlerinin dinlenmesine, değerli olduklarının hissettirilmesin önem verilmelidir” dedi.

“YAŞLILIK BİR SÜREÇTİR VE SÜRECİ DOĞRU YÖNETMEK İÇİN BU SÜRECİ KABULLENMEK ÇOK ÖNEMLİDİR”

Sözlerine devam eden Karabulut; “Yaşlılara, kendilerini huzurlu hissedebileceği alanlarda bulunma imkânı verilmeli. Hobi edinme imkânı verilmeli, duygularını anlamalarına ve anlatabilmelerine imkân verilmesi psikolojik ve fiziksel olarak daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Yaşlı birey kendini yetersiz hissetse bile, yaşadığı sürece kendini bırakmamalı. Beslenmesine dikkat etmeli, olabildiği kadar hareketli olmalı ve yapabileceği egzersizleri yapmalıdır. Öz bakımına ve giyimine de dikkat etmelidir. Çünkü bu durum ruhsal açıdan bireyin pozitif hissetmesini sağlar. Yaşlılık bir süreçtir ve süreci doğru yönetmek için bu süreci kabullenmek çok önemlidir. Her yaş sürecinin kendine özgü duyguları ve gereklilikleri vardır ve bu süreçte iyi hissedebilmek adına en iyi şekilde anlamak ve yönetebilmek oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.