Pandemi döneminde ülkemizde okullar uzun bir süre kapalı kalmıştı. Öyle ki Türkiye, OECD ülkeleri içerinde en fazla okullarını kapatan ülkeler arasında yer almıştı. 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde ise yaşanan olumsuzluklardan eğitim de nasibini aldı. Bölgede eğitimin nasıl devam edeceğine ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, deprem bölgesindeki okullarda eğitim gören öğrenciler için ikinci dönemde devam koşulu aranmayacağını belirtmişti. YÖK’ün aldığı kararla üniversiteler online eğitime geçmişti. Uzun süre eğitim ve öğretim yuvalarından mahrum kalan öğrencileri de onların düzgün eğitim almasını isteyen ebeveynleri de online eğitimler adeta isyan ettirdi.
Özel Haber: Beyza BİŞKİN
Pandemi dönemiyle başlayan eğitim kayıpları Kahramanmaraş merkezli depremlerle devam ediyor. Bu süreçte planlı ve düzenli eğitim- öğretim imkânlarından yoksun kalan öğrenciler okuldan uzaklaşıyor. Ekonomik durum ile doğrudan etkili olan süreçte sosyal alanlar açma ve okul dışında eğitimlerini ücretli tamamlama imkânı her aile tarafından sağlanamıyor bu durum ise eğitimde fırsat eşitsizliğini gözler önüne seriyor. Durumdan oldukça şikâyetçi olan ebeveynler; “Dışarıdaki kurs ve etüt merkezlerinin fiyatları çok yüksek olduğundan maalesef bu açığı kapatamıyoruz” diyor.
“Çocuğumun zihnindeki okul algısı değişti”
İsmini vermek istemeyen bir ebeveyn; “Çocuğum uzun süre okula gitmediği için okul kavramı onun zihninde başka bir kavram haline geldi. Çocuğumun zihninde okul kavramı ile ilgili yanlış bir kanı oluştu. Bu da eğitimle uzun süre ayrı kalmasından kaynaklanıyor. Dışarıdaki kurs ve etüt merkezlerinin fiyatları çok yüksek olduğu için maalesef eksikleri tamamlamakta zorlanıyoruz. Çocuklarımızın gelişmesi için okullar en önemli yerdi ama bu en önemli yer korona döneminden önceki dönem için geçerliydi fakat şu anda çocuğum, okulu bilgi sahibi olunacak bir yer olarak görmediği için gelişimine de maalesef bir katkı sunamıyor çünkü çocuğumun zihnindeki okul algısı 2. sınıftan itibaren sürekli online eğitimlere katıldığı için şu anda çocuğum 5 sınıf öğrencisi o algısı tamamen değişti” dedi.
“Evde anne ebeveyn görevi mi yapacak yoksa öğretmencilik mi oynayacak?”
Bir başka ebeveyn ise aile içinde çatışmaların başladığını belirterek; “Ebeveynler çocukları okula gitmediği için evde eğitim almalarını sağlamaya çalışıyor evde anne ebeveyn görevi mi yapacak yoksa öğretmencilik mi oynayacak? Bundan dolayı çocukla ebeveyn arasında çatışmalar başlıyor. Gençler üniversite eğitimi almaya başladıkları zaman hem üniversite eğitimiyle hayata hazırlanırken hem de pratik olarak da sosyal hayata hazırlanırlar ve tanımadıkları insanlarla ilişki kurarlar hem kültürel anlamda hem de meslek edinme hayatında karşılarına çıkacak ilişkilerle fırsatları yakalamaya çalışırlar. Üniversiteler uzaktan eğitime geçtiği zaman çocuk sadece bilgisayar başında eğitimini tamamlamaya çalışırken sosyalleşmekten uzak kalıyor ve sosyalleşemeyen çocuk ise sanatla sporla dışarıdaki hayatla iç içe olamıyor” dedi.
“Canı sıkılan öğrenciler bilgisayar başında eğitimini alırken farklı kanallarla ilişki kurabiliyor”
Online ortamlarda çocukları için endişelendiklerini de kaydeden ebeveynler; “Yine bilgisayar başında okulda tanışıp da sosyalleşip birebir tanıyacağı insanlar yerine sanal ortamda edinmiş olduğu arkadaşlarla onların asıl kişiler olmadığından habersiz olarak geliştirdikleri ilişkilerle işler farklı noktalara gidebiliyor. Sadece oturarak eğitimini tamamlamaya çalışan öğrenciye bu durum can sıkıntısına sebebiyet vermekte. Canı sıkılan öğrenciler ise bilgisayar başında eğitimini alırken farklı kanallarla ilişki kurabiliyor. Bunun içinde hem oynadıkları oyunlar hem de gezindikleri internet sitelerindeki oluşan bugün herkesin bahsettiği siber suçlarda denilen bunun dışında bahis oyunları olsun, oynanan oyunlardaki şiddet olsun ve bunun verilen sübliminal mesajlar daha küçük yaştaki çocukları da gençleri de daha farklı yerlere çekebiliyor” ifadelerini kullandı.