Taciz grupları, şampiyon olmak istercesine yarış halinde acı bir gerçek olarak karşımızdalar.

Toplumun en değerli varlıkları olan çocuklar, maalesef çocuk tacizi gibi korkunç bir suçla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu sorun, toplumun kanayan yarası haline gelmiş durumda. Çocukların cinsel istismara maruz kalması fiziksel, duygusal ya da psikolojik zararın sonuçları olarak geleceğini karartarak onları derin bir travmaya sürüklüyor. Kimi zaman toplumsal baskılardan dolayı aileler bu durumu saklamayı tercih ederken kimi zaman da çocuk korkudan ve utanç duygusu ile saklayabiliyor maalesef.

DÜNYA ÇAPINDA ÇOCUK TACİZİ ORANLARI ARTIYOR; ACİL ÇÖZÜMLER ARANIYOR

Çocuk tacizi vakaları, dünya çapındaki endişe verici bir şekilde yükseliyor ve önlem alınması için acil adımların atılması gerekiyor. Çocuk tacizi, küresel bir sorun haline gelmekte ve toplumları derinden etkilemektedir. Son yıllardaki çocuk tacizi vakaları endişe verici bir trende işaret ediyor ve ülkelerin çocukları kurtarma konusunda daha fazla çaba sarf etmeleri gerekiyor.

Uluslararası araştırmalara göre, dünya çapında çocuk tacizi olaylarında artış fark edilmeyecek gibi değil! Tacize uğrayan bireylerin sayısı her geçen yıl artıyor ve bu durum, toplumun büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Çocuk istismarına ilişkin istatistikler, tüm dünyada yaygın olduğunu göstermektedir. Üzülerek ifade etmek gerekir ki çocukların dört bir etrafı sarılmış durumda. Sık sık bebek ve çocukların istismar ile ölümü ve yaraları çok zor sarılacak olan geleceğin bireylerinin ellerinden en güzel yıllarının alındığı kâbus dolu günler ile tanışmalarına sebep vermekte.

Aklım ve kalbim el vermediği için istismarın detaylarını aktarmak istemiyorum bu yazıda. Hukukçu değilim bunlar ile ilgili de yazmayacağım elbette. Fakat sessiz kaldığımız; her çirkinlik, her kötülük, her ahlaksızlık, her cinayet, her taciz ve her iğrençlik bulaşıcı hastalık gibi daha hızlı yayılıyor ve yayılırken toplum olarak uzaktan ah vah dediğimiz her şey; emin olun bir gün gelip bizim de canımızı yakıyor ve yakacak.

Çocuk istismarı artışının birçok faktöre bağlı olduğu görülmekte;

Aile içi istismar; birinci derece akrabalar, sosyal çevre, oyun oynadığı alanlar, kendinden yaşça büyükler ile diyalog hali, eğitimine destek diyerek ve sosyalleşmesi için her gün iletişimde bulunduğu çok iyi tanıyorum dedikleri ve ebeveynin inancını öğrensin ben yapamadım öğretemedim ya da daha iyi öğretirler diye çocuklarını bıraktıkları; kurslar, evler, emanet ettik dedikleri. Coğrafyanın yaşama etkileri, sosyo-ekonomik olaylar, göçler, özgürlük sınırlarının karmaşası, özenti ile erken ergenlik diye çocuklara yetişkinmiş gibi yaklaşmak, hayatı öğrensin diyerek çocuk işçiliğini meşru kılmak, ahlak değerlerinin hiç sayılması adına modernlik diyerek sınırları ve kontrolü devre dışı bırakmak.

Tüm bunlar artırılarak yazılabilir ve konuşulabilir elbette ama bir de çok farklı bir alan daha var ve sizin tedbir almanızın en zor olduğu bölge internet.

Dark Web işin çok ayrı bir boyutu; İnternet ve sosyal medyanın yaygınlaşması, kullanıcıların çevrimiçi taciz ve istismar riskine daha fazla maruz kalmasına neden olmuştur. Çocukların kullandığı sosyal hesaplar, oyun siteleri, arkadaşları ile oynadıkları çevrim içi oyunlar, paylaştıkları fotoğraf ve videolar istismarcılar için hazır bir kazanç olmuş durumda. Üzülerek uyarılması gerekir ki, çocuk istismarı gibi korkunç bir suç, maalesef Dark Web gibi internet ağlarında da gerçekleşmektedir. Dark Web, sonuçları ve izlenebilirliği zorlaştırdığı için çocuk istismarıyla ilgili kullanım oranlarına ve ticaretine uygun bir ortam oluşturabilmektedir.

Dark Web üzerinde çocuk istismarı içeren materyallerin dağıtılması, çocukların hedef alan suçları ve tacizcilerle iletişim kurmak amacıyla kullanılan forumlar, maalesef sürdürülen ciddi bir sorundur. Yasalar çocukların yaşamlarını mahveden suçluları ve bu kazanç ağını kuranları ağır cezalar ile toplumdan uzaklaştırmalıdır. Ölene kadar bu suçu işleyenleri takip etmelidir.

Çocukları tacizden korumak için acil çözümler aranmalıdır. Çocukların cinsel istismar konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Öğretmenleri ve toplum liderleri bu konuda aktif rol oynamalı ve çocukları doğru yönlendirmelidir.

Ayrıca, hükümetler ve yasama organları, daha sıkı yapılardan oluşan yapılar ve bu suçların cezasız kalmaması için sıklıkla bilgi paylaşmaları gerekmektedir. Taciz vakalarının soruşturulması adalet önünde hesap vermesi için daha etkili bir siyasi çerçeve oluşturulmalıdır. Sosyal toplum kuruluşları, sosyologlar, psikologlar, psikiyatristler, kolluk kuvvetleri, üniversiteler, sosyal medya uzmanları, iletişimciler, medya okuryazarları dâhil olmak üzere görevlendirilenlerin de denetimi mutlak olmalı.

Çocuk istismarı vakaları, toplumun yargısını ve acil eyleme geçme gerekliliğini vurguluyor. Eğitim kurumları, yetiştirme, hükümet ve sivil toplum kuruluşları, çocukları bu tür suçlardan korumak için işbirliği yapmaları ve bilinçlendirme çalışmalarını artırmalıdır. Aynı zamanda, kullanımların etkin bir şekilde kullanılması ve yürütülenlerin adalet önünde hesap vermesi büyük önem taşıyor. Çocuk tacizine karşı sıfır tolerans politikası benimsenmeli ve suç gözlemler caydırıcı cezalarla karşılaşılmalıdır.

Son olarak, toplumun çocukları korumaya yönelik çalışmaları hızla düzenlenmelidir. Bu çalışmalar; çocukları güvence altına almak, erken uyarı sistemlerini geliştirmek ve risk altındaki çocukları desteklemek için önemli bir araç olacaktır. Ayrıca, çocukların cinsel istismarın ne olduğu, kendi bedenlerini korumaları anlatılmalıdır.

Çocuk tacizi, insan hakları ve toplumsal bir sorun olarak ele alınmıştır. Toplumun tüm kesimleri, çocukları korumayı sağlamak için birlikte çalışmalı ve çözüm odaklı olmaya çalışmalıdır. Ancak, çocuk tacizi oranlarının azaltılması; insanların sağlıklı bir şekilde büyüyebileceği bir dünya böyle yaratılabilir.

Duam; Allah çocuklarımızı iyi insanlarla karşılaştırsın.

Ne Zaman Bir Çocuk Ölse

Hep mi yağmur yağar?

Yarına dair ne varsa yarım kalır

Yarım kalır bir ananın düşleri

Ağız dolusu gülüşleri...

Ne zaman bir çocuk ölse

Güneş utanır

Dilime bir küfür düşer...

                                             Lütuf Sözbir