Türk kahvesi, dünya kahve kültürünün en kalıcı ve özgün örneklerinden birini temsil eder. Lezzeti, ritüeli ve kültürel önemi ile Türk kahvesi, yüzyıllardır insanların damaklarını ve ruhlarını tatlandırırken, sohbetlerin, paylaşımların ve kültürel bağların bir simgesi olmuştur.

Türk kahvesinin tarihi oldukça eski bir geçmişe sahiptir ve kökeni hâlâ tartışılabilir. Ancak genellikle Yemen veya Arap Yarımadası'ndan geliyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde popüler hale gelmiş ve kısa sürede bir gelenek haline gelmiştir.

Kahvenin Pişirilişi ve Sunumu; Türk kahvesi, ince aromalı kahve çekirdekleri ile hazırlanır. İnce çekilmiş kahve, su ve şekerle birlikte cezvede yapılabilir. Özel bir sunum ritüeli vardır.

Kahve fincanı "fincanlık" adı verilen bir odaya yerleştirilir ve yanında su ile servis edilir. Türk kahvesi, sadece bir İçecek değil, aynı zamanda bir kültürel simgedir. Türk fincanı, Türk kahvesinin bir sembolü olarak dünya genelinde tanınır. Türk fincanı, sadece bir İçecek kabı değil, aynı zamanda Türk kahvesinin geleneksel sunumunun bir parçasıdır. Fincanın özel yapısı, kahve telvesi ile içini ayıran ve fincanın alt kısmından oluşan desenler, kullanılan semboller vardır. İnsanlar arasındaki sosyal bağların güçlenmesine katkı sağladığı gibi insanların bir araya gelerek onları evde rahat hissettiren bir yol olarak kabul edilir ve sıcak bir karşılama ifadesidir. Bir acı kahveni içelim diyerek başlayan cümle bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır ile muhabbetin kaynağı olmuştur. Dostlukların ve Sohbetlerin bağ kurmada güzel hali olmuştur.

HARPUT KAHVE FİNCANI MÜZESİ NEDİR?

UNESCO tarafından 2013 yılında “Türk Kahve Kültürü ve Geleneği”  somut olmayan kültürel miras listesine alınmıştır. 29 Eylül - 1 Ekim Dünya Kahve Günü olarak da kutlanmaktadır. Ülkemizde değişik illerde kültürümüzün ögeleri olan çeşitli objelerin toplanmasıyla ihtisas müzeleri oluşturulmuş, bu objelerin iyi tanıtımıyla bunlar ilgi odağı haline getirilmiş, neticede bu objeler büyük beğeni kazanarak yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline getirilmiştir. İlimizde ilkler arasına girecek bir ihtisas müzesi oluşturularak, zengin kültürümüzün bir ögesi yaşatılarak bunun gelecek kuşaklara taşınması hedeflenmektedir. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Harput’a bir ihtisas müzesi kazandırılması amaçlanmaktadır. Şehir halkına, il dışında yaşayan hemşehrilerimize ve ilgili insanlara bu projenin duyurusu yapılarak evlerinde takımı bozulmuş eski fincanlardan sadece bir tanesinin vereceğimiz adrese ulaştırılmasını sağlamak. Bunun neticesinde elimize ulaşan fincanlara onu getirenin isminin yazılarak sergilenmesi olacaktır. Eğer fincanlar, tarihi kimliği olan veya çok tanınan bir kişiye aitse onun resmi ve hikâyesi de eklenerek sergilenecektir.

2025 yılına kadar biriktirilecek olan fincan sayısının, hedefimiz olan 23.000 sayısına ulaşması. Nihai hedef ise Guinness Rekorlar Kitabı’na girip dünya çapında tanıtım sağlamak olacaktır.

Elazığ Valiliği, Elazığ İl Özel İdaresi, ETUDER (Elazığ Turizm Kültür ve Tanıtma Derneği ), Fırat Kalkınma Ajansı birlikteliği ile Şehir halkına, il dışında yaşayan hemşerilerimize ve ilgili insanlara bu projenin duyurusu yapılarak evlerinde takımı bozulmuş eski fincanlardan sadece bir tanesinin verilen adrese ulaştırılmasını sağlamak. Bunu neticesinde ellerine ulaşan fincanlara onu getirenin isminin yazılarak sergilenmesi olacaktır. Eğer fincanlar, tarihi kimliği olan veya çok tanınan bir kişiye aitse onun resmi ve hikâyesi de eklenerek sergileneceğinin duyurusuna başlandı.

ETUDER Yönetim Kurulu Başkanı, Proje Koordinatörü ve Projeyi Hazırlayan Sayın Ahmet Bulut çok uzun süredir bu projeyi hayata geçirmenin heyecanı içinde sohbetlerimizde bahsederken onun o güzel heyecanı Harput kültürüne daha nasıl katkı sağlarız diyerek çıktığı her yolda kalbinin ve emeğinin samimiyetine hayran olmamak elde değil. Popüler kültür ile günlük yapılıp tüketilen menfi kazanç değil tamamen memleketi için gönül veren Ahmet Bey;  zor olan nedir bilmez ve muhteşem sabrı ile çalışmaya devam ederek gençlerin önünü açmak onlara üretmenin tüketmekten daha keyifli olduğunu yaşam şekli ile örnek olarak dünde bugünde göstermekte.

Sayın Ahmet Bulut, benim hayatımda ise birçok baba dostu dediğim amcalık hissini ve o güzel güveni hayatıma dokunuşları ile motive ederek ve yolumu açanlardan biri oldu.

Ahmet amcacım, sizin bu güzel yüreğiniz ile bıraktığınız izler, burada yazarak saymak ile bitiremeyeceğim devletiniz için bulunduğunuz görevleriniz, yaptığınız çalışmalarınız, kitaplarınız, programlarınız, kültürümüze verdiğiniz önem ve kim ne sorarsa ne yardım isterse tanımasanız da yüreğinizin ve evinizin kapısı her zaman açık olmuştur. Hep sohbetlerde bahsedilen Elazığ Beyefendisi duruşunuz ile nezaketiniz ve yıllarca memlekete hizmetin mutluluğu ile her platformda olmaya devam ettiğiniz için elbet benim haddim değil tebrik etmek ama kızınız olarak benim haddim sizinle gurur duymaya yeter.

Gönül ne kahve ister ne kahvehane,  Gönül sohbet ister kahve bahane.