Kalbinden Fetva İste- II
Peki “kalplerimiz neden yanlış fetvalar” veriyor? Bir de böyle bir soru vardı.
Bence bunun iki sebebi var!
İlk sebep, kâinatın zıtlıklar üzerine bina edildiğini okuyamıyor oluşumuz!
Çünkü biz sıcaksak soğuğa tahammülümüz olmuyor, biz beyaz isek siyaha katlanamıyoruz, biz doğru isek eğriyi sadece itiyoruz ve bu zıtlıkların “birbirinden beslendiğini” göremiyoruz!
Oysa bakın ariflerin kitab-ül süğra (büyük kitap) dediği kainat kitabına.
Siyah olmazsa beyazın, soğuk olmazsa sıcağın, eğri olmazsa doğrunun, gece olmazsa gündüzün, kötü olmazsa iyinin anlamı kalmıyor ve hayat tüm bu zıtlıklarla anlam derinliğini yakalıyor.
Yani muhatabımız bizim bakışımızla kötü ise biz iyi olduğumuzu bu sayede fark edebiliyoruz, eğer o zalimse biz mazlum sıfatını bu şekilde kazanabiliyoruz, eğer o eğri ise biz doğruluğumuzu bu şekilde perçinleyebiliyoruz.
Kötüler, eğriler, vicdansızlar, merhamet yoksunları tabi ki olacak ve biz onların varlığı sayesinde Adem’likten Adam’lığa çıktığımız bu yolculukta, kötü yanlarımızı fark edip iyi yanlarımızı besleyerek kemale ereceğiz.
Ancak burada mihenk taşı bizim bakışımız değil, ilahi öğretinin kurduğu hakikat terazisi olmalıdır ve biz gerektiğinde o hakikat kantarına tek başımıza çıkabilme cesaretini göstermeli, bir başkasının günahını, hatasını, kusurunu yüreğimize katık ederek kendi vicdanımızı aklamaktan, kendimizi aziz kılma çabasından vazgeçmeliyiz.
Öyleyse diyebiliriz ki, bizim gibi düşünmeyen, bizim istediğimiz gibi davranmayan, bizim istediğimiz gibi akl(e)demeyen kişi veya kişileri de bu bağlamda okuduğumuz zaman onların varlıklarını birer külfet değil nimet olarak görmeli; her farklılığı birer ayet olarak sindirmeliyiz.
Tam da bu noktada belirtmeliyim ki ne kötülük çok, aslında ne de kötüler.
Sadece “iyiler” yalnız. Zira canları o kadar yanmış ki yalnızlığı bir yaşam biçimi olarak seçip sadece “kendi yüreklerini” yuvaları yapmışlar.
Sorunumuz onların doğrularda kalabalıklaşması!
Onlar eğer “ortak iyiyi” iktidara taşımak için hareket ederlerse emin olun dünyada kötülük barınamaz.
İkinci sebep ise tamir ahlâkından uzaklaşmamız!
Zira kişi başına düşen milli geliri 30-40 bin dolar olan ülkelerin dayattığı, üretim ve tüketim çarkını bunun üzerine bina eden kapitalist kültürün “bozulanı atma” ve “yenisine yönelme” ahlâkı bize bulaştığı günden beri adım adım insani ilişkilerimiz de “kullan at” kültürünün rengine bulanıyor.
Dünyanın kaymağını yiyen, kendisine benzemeyeni yok sayan bu şımarık ve küstah azınlığın hayat standardını koruma endişesi içinde “kullan at” standardını sürdürmeleri, dökülen kanlarda, yıkılan ocaklarda, bir hiç uğruna açılan savaşlardaki maliyeti dünyanın geri kalanına kaça mal olmakta konusu derin bir konu!
Ancak bu kültür; toplum mühendisleri sayesinde insana doğuştan verilmiş olan merak güdüsü, değişiklik ve farklılık arzusunu kullanarak; insanın nefsine hitap eden haz, hız ve ayartıcı güçleri önceleyerek; insan denen kutsalın ait olduğu kültürü, ruh köklerine olan bağlılığını veya sadece yaşam tarzını değil, birbirleri ile olan iletişim tarzını da hızla değiştirerek çirkin bir istismara alet ediyor.
İşin ilginç tarafı ise kendisi dışındaki her farklılığı, elinde bulundurduğu “bilginin gücü” sayesinde yok sayan bu mühendislik; toplumsal kabullerin inşa ettiği kültür katliamını dahi sözüm ona “bireylerin özgür seçimleri” imiş gibi takdim ediyor ve bunda yazık ki başarılı da oluyor!
Ancak ısrarla takdim edilen bu “kullan at” kültürü insan-eşya ilişkisinin dayandığı ahlaki zemini yok ettiği gibi insani ilişkilerin tamirini de imkânsız hale getiriyor.
Oysa ki bir toplum, özellikle insani ilişkilerde tâmir ahlakını yitirir; irfani bakışla özür dileme, pişman olma ve kendi hatasını anlama yerine muhatabının beşeriyetinden kaynaklı olası hata, kusur ve yanlışlarından dolayı kaldırıp atar ve muhatabını insan olarak görmek yerine imkân olarak görmeye başlarsa, bu bir süre sonra günümüz insanın şu an zaten içine gömüldüğü yalnızlık çukurunu daha da derin hale getirir.
Bozulan iletişim ve ilişkileri tamir edemiyor oluşumuzdan ve tamir ahlâkını yitirdiğimizden değil midir ki yüreklerimiz mezarlık gibi adeta!
İlk bozulduğu yerde iletişimi tamir etmek yerine bitirip yenisini arayan tipler bu kültürün ürünü mamüller değil mi sizce de?
Aynı yastıkta altmış yıl devam eden evlilikler, elli yıl süren dostluklar, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı bu kültürün neresine düşer?
Hastalanınca yapılması gereken tedavi de bir tamir değil midir?
Biz bozulan herhangi bir organımızı kaldırıp atabiliyor muyuz?
Bu tür soruları biliyorum ki yığınla çoğaltabiliriz!
Ancak tamir ahlâkını yeniden diriltmemiz gerekiyor!
Zira seçip ayıran “mümeyyiz” bir akıl, yani akledebilen bir kalple tefekkür ettiğinizde idrak ediyorsunuz ki mahcubiyet, özür dilemeye sebeptir ve dilin kırdığı kalp, ancak özür yoluyla yeniden tamir olabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey yürek fethini sağlayabilecek özrün, tıpkı tövbede olduğu gibi gönülde yeşermesi, zihinde filizlenmesi veya pişmesi ve dilden hâle dönüşmesidir. Bu olmadığı takdirde “özürlerin” ne sonu gelir, ne anlamı kalır, ne de kulaktan kalbe inip yıkılan gönül Kabe’sini yeniden mamur hale getirir.
Yani her şeyde olduğu gibi özür ve mahcubiyette de mekan kalptir.
Bu yüzdendir ki ilahi kitap öğüt almayan ve aklını kullanmayanlara “kalpsiz” diyor. Tıpkı fiziken “diri” denilenlere “ölü”, fiziken ölü denilenlere “diri”, görüyor denilenlere “kör”, işitiyor denilenlere “sağır” dediği gibi.
Zira ilahi hitabın muhatap aldığı insan “yiyen, içen, hareket eden, üreyen” beşer değil, “seçen, kabul eden, reddeden, kendi beninin farkında olan, düşünen, iman ve inkar eden” insan’dır.
İlahi hitap işte bu yüzden, muhatabında “mümeyyiz” bir akıl inşa etmeyi amaçlıyor.
Çünkü bilinç, ancak bu diri akılla yenilenebilir. Kusurunu fark etme, noksanını bilme, hatasına af dileme, yanlıştan vazgeçip doğruya yönelme ve andığım tamir ahlâkına sahip olabilme bu yönüyle bir “bilinç yenileme”dir.
Yine bu yüzdendir ki Furkân’a muhatap olmak fârûk olmayı gerektirir!
Kim bilir belki de bugün ruhlarımızın bu kadar üşümesinin, avucumuzdaki can kırıkları ve yüreklerimizdeki cam kırıklarının da sebebi budur.
Rabbim bizleri “diri” ve “faruk” olabilenlerden, hatasının pişmanlığını gönlünde yeşertip muhatabının yüreğini yeniden fethedebilenlerden, yıktığı gönül Kabe’lerini yeniden inşa edebilenlerden ve kalbinden aldığı fetva ile yaşamını merhamet ve sevgi üzerine inşa edebilenlerden kılsın.
Farkındalık dileklerimle!
İmsak | 05:57 | ||
Güneş | 07:21 | ||
Öğle | 12:42 | ||
İkindi | 15:28 | ||
Akşam | 17:53 | ||
Yatsı | 19:12 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 21 | 51 |
2. Fenerbahçe | 21 | 45 |
3. Başakşehir | 21 | 40 |
4. Beşiktaş | 20 | 39 |
5. Adana Demirspor | 21 | 38 |
6. Trabzonspor | 21 | 38 |
7. Kayserispor | 21 | 32 |
8. Konyaspor | 21 | 27 |
9. Gaziantep FK | 21 | 25 |
10. Alanyaspor | 21 | 25 |
11. Karagümrük | 20 | 23 |
12. Ankaragücü | 20 | 22 |
13. Kasımpaşa | 21 | 22 |
14. Sivasspor | 21 | 21 |
15. Antalyaspor | 20 | 21 |
16. Giresunspor | 21 | 21 |
17. Hatayspor | 20 | 20 |
18. İstanbulspor | 21 | 18 |
19. Ümraniye | 21 | 14 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Samsunspor | 21 | 41 |
2. Eyüpspor | 21 | 41 |
3. Bodrumspor | 21 | 38 |
4. Keçiörengücü | 21 | 37 |
5. Pendikspor | 21 | 34 |
6. Rizespor | 20 | 34 |
7. Bandırmaspor | 20 | 34 |
8. Sakaryaspor | 21 | 34 |
9. Boluspor | 21 | 34 |
10. Göztepe | 21 | 30 |
11. Manisa FK | 20 | 29 |
12. Adanaspor | 21 | 22 |
13. Altay | 21 | 19 |
14. Tuzlaspor | 21 | 19 |
15. Erzurumspor | 21 | 18 |
16. Altınordu | 21 | 17 |
17. Ö.K Yeni Malatya | 21 | 16 |
18. Gençlerbirliği | 21 | 13 |
19. Denizlispor | 21 | 13 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Arsenal | 19 | 50 |
2. M.City | 20 | 45 |
3. Newcastle | 20 | 39 |
4. M. United | 20 | 39 |
5. Tottenham | 21 | 36 |
6. Brighton | 19 | 31 |
7. Fulham | 21 | 31 |
8. Brentford | 20 | 30 |
9. Liverpool | 19 | 29 |
10. Chelsea | 20 | 29 |
11. Aston Villa | 20 | 28 |
12. Crystal Palace | 20 | 24 |
13. Nottingham Forest | 20 | 21 |
14. Leicester City | 20 | 18 |
15. Leeds United | 19 | 18 |
16. West Ham United | 20 | 18 |
17. Wolves | 20 | 17 |
18. Bournemouth | 20 | 17 |
19. Everton | 20 | 15 |
20. Southampton | 20 | 15 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 19 | 50 |
2. Real Madrid | 19 | 45 |
3. Real Sociedad | 19 | 39 |
4. Atletico Madrid | 19 | 34 |
5. Villarreal | 19 | 31 |
6. Real Betis | 19 | 31 |
7. Rayo Vallecano | 19 | 29 |
8. Osasuna | 19 | 28 |
9. Athletic Bilbao | 19 | 26 |
10. Mallorca | 19 | 25 |
11. Almeria | 19 | 22 |
12. Girona | 19 | 21 |
13. Sevilla | 19 | 21 |
14. Valencia | 19 | 20 |
15. Espanyol | 19 | 20 |
16. Celta Vigo | 19 | 20 |
17. Real Valladolid | 19 | 20 |
18. Cadiz | 19 | 19 |
19. Getafe | 19 | 17 |
20. Elche | 19 | 6 |