Fikir Günlüğü

Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı Devleti'nin okulsuz, yolsuz bıraktığı fakirlikten ve cahillikten inleyen milleti, yeni Cumhuriyet her alanda zengin ve medeni yapma hedefini koydu.

Yoldan, suya, köy hizmetlerinden üniversiteye, limandan uçak fabrikasına kadar her şeyde yerlilik ve millilik hedefi baş köşedeydi.

Ancak en büyük öncelik savunma ve eğitime verilmişti. Atatürk yurdumuzu düşmanlardan kurtarmadı diyen hainleri bir tarafa bırakalım. Yüzüncü yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetimiz henüz bebekken, kıt kaynaklardan elde edebildiği sınırlı milli geliriyle önceliği yurt savunmasına ve Milli Eğitime verdi. Okullaşmayı köylere kadar yaygınlaştırmak, köy enstitüleri, öğretmen okulları, kütüphaneler, her yerde eğitime ve eğitimciye destek kampanyalarıyla yurdumuzu cehalet ve fakirlikten kurtarmak için canla başla çalışan, şuurlu yönetici ve eğitimcilerle ikinci bir Kurtuluş Savaşını eğitim alanında başlattı.

Bir çırpıda maaşına 43 bin TL zam yaptırtanlar, "milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin" diyen ulu önderi anlayamaz, idrak edemez.

Orta Doğu, Arap-Fars bataklığında, emperyalistlerin oyuncağı olan ve millilikten haberi bile olmayanların, Cumhuriyetimizin 100. yılını üstünkörü geçiştirmelerine şaşırmamak gerekir.

Cumhuriyetimizin 100. yılında, sefere milli eğitim ve tevhid-i tedrisatla başlamış eğitim sistemimiz dökülüyor.

Her kademesinde tehlike sinyalleri veriyor.

Avrupa'da öğrenciler burs ve devlet desteğiyle dünyayı dolaşırlarken, Ak Parti Türkiye'sinde, içi boş "Türkiye Yüzyılı" sloganı parti borazanları tarafından yandaşlara pompalanıyor.

Türk öğrenci okul kantininde yemekte zorlanıyor.

Türkiye’yi kıskanan Avrupa'nın öğrencisi dünyayı geziyor(!)

İzmir'de üniversite yemekhanesinde yemeğin fiyatına %250 zam yapıldı. Enflasyonla çok yönlü mücadelenin devam ettiğini her fırsatta dile getiren "dünya liderimiz", 2023 yılında köprü ve otoyollara zam yapılmayacağı sözünü unutunca kallavi köprü-otoyol zammı geldi. Ama sözü hatırlatınca zam "tehir" edildi.

İzmir'de enflasyonun çok çok üzerindeki aşırı yemek zammını protesto eden öğrenciler ise polis müdahalesiyle gözaltına alındı.

Öğrenciler, Cumhuriyetimizin 100. yılında Ak Parti hükümetinin ve Cumhurbaşkanlığı Sisteminin düşmanı mı oldular?

Sayın Cumhurbaşkanı kendi atadığı rektörleri Saray'a çağırmış ve 'Üniversitelerimizin bir daha asla yasakla, baskıyla, kavgayla veya ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz’ demişti.

Ne yazık ki bu sözlerin sadece hoşa gitmek için söylenmiş, slogandan öteye gidemiyor.

Kredi Yurtlar Kurumu'nun yurt ücretlerine yaptığı zamları protesto eden öğrencilere terörist, hazımsız, marjinal, bozguncu gibi damgalar da gene aynı iktidar tarafından vuruldu.

Öğrenci Yaşam Maliyeti Araştırması’na göre 800 bin üniversite öğrencisinin olduğu İstanbul’da özel yurttaki bir öğrencinin aylık maliyeti bir yılda %184, üç kişilik evde kalan öğrencinin aylık yaşam maliyeti %134 arttı. Pek çok üniversite öğrencisi eğitimini sürdürebilmek için, vasıfsız-güvencesiz-düşük ücretli işlerde çalışıyor. Akademik kadrolar partizan şekilde dolduruluyor. Özel Vakıf Üniversitelerinde eğitim ücretlerine yüzde 500-600’e varan zamlar yapılırken, akademisyenler ve öğretmenler asgari ücret düzeyinde ücretlerle çalıştırılıyor.

Derslik açığı devlet okullarında had safhada, 60-70 kişilik sınıflarda eğitim görmek zorundalar. Yeterli sayıda hizmetli, hademe, personel yok. Temizlik, hijyen, sorunlarıyla boğuşuyor. Öğrenciler tuvaletlere pisliğinden ötürü giremiyor. Bir öğün ücretsiz yemek uygulaması, ‘bütçede para yok’ bahanesiyle 2026’ya kadar ertelendi.

Milyonlarca öğrencinin yatacak yeri, yiyecek yemeği yok. Milli Eğitim Bakanı, öğretmenlerin ölçüsünü alıp beyaz önlük mecburiyeti getirirken, ders zilinden önce ücretsiz öğünü kesilen milyonlarca öğrencinin midesi açlıktan zil çalıyor!

Ülkemiz emperyalizme karşı ulu önderimizin başbuğluğunda verdiği dünyaya örnek savaş ve zaferinin ardından yine Atatürk tarafından gösterilen muassır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefinde ne yazık ki başarılı olamadı.

Dış düşmanları yenen milletimiz içerideki hainlerin dayattığı gericilik, Cumhuriyet düşmanlığı ve yobazlık yüzünden acı çekiyor.

Gelişme ve kalkınmanın lokomotifi eğitimde barınma, beslenme gibi temel gereksinimler bile karşılanmaktan uzak.

Okullar karakola çevrilip sesini yükseltenler yaka - paça gözaltına alınıyor.

Her söylenene baş sallayan "uslu" mollalar arıyorlar.

Araştıran, sorgulayan, alternatif geliştiren istemiyorlar.

Cumhuriyetimizin 100. yılı her şeye karşın kutlu olsun!