Son dönemlerde Türkiye’de yaşanan ekonomik buhran tarım ve hayvancılık sektörünü derinden etkiledi. Artan maliyetlerin karşısında ayakta duramayan üreticiler bir bir sektörden çekiliyor. Buna bağlı olarak da sürekli artan nüfusa rağmen hayvan sayısı giderek azalıyor.

TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre, Küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,7 azalarak 42 milyon 565 bin baş, keçi sayısı ise %7,5 azalarak 10 milyon 709 bin baş oldu. Büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,0 azalarak 16 milyon 521 bin baş, manda sayısı ise %2,9 azalarak 167 bin baş oldu.

Üreticiler artan maliyetlere yetişemiyor!

Üretim günden güne azalırken artan nakliye, yem, ilaç, veteriner gibi giderler artarken üreticilerin en büyük sorunu ise çoban bulma ve yayla fiyatlarındaki artış oldu…  Aylık 30 bin liraya çoban bulamamakta zorluk yaşayan besicilerin birçoğu hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Yayla ve mera fiyatlarının her yıl katladığını söyleyen üreticiler, yaylaların adeta kara borsaya düştüğünü iddia ediyor. Devletten sadece 20 bin lira çoban parası ve 100 liralık sarı küpe parasını aldıklarını aktaran besiciler, rakamların yeterli olmadığından yakınıyor.

Akaryakıt zamları nakliye fiyatlarını 2 katına çıkarttı

Fırat Gazetesi’nden Aysun Çetin Kılıç’a açıklamalarda bulunan üreticiler; Yayla fiyatlarının geçen seneye göre iki katına çıktığını vurguladı. Hayvan üreticisi Nurettin Çelenk “Hayvancılığın en büyük sıkıntısı yayla. Nakliyeler yükseldi. Devletin nakliye sorununa da el atması gerekiyor. En büyük sıkıntı meralar, yaylalar. Geçen sene yayla 100 bin lirayken bu sene 200 hatta daha da fazla bir rakam. Yayların fiyatları arttı. Yayla fiyatları 2 katına çıktı. Yakıt arttığından dolayı nakliye fiyatları yüzde 100’ün üzerine çıktı. Aynı zamanda ilaçların fiyatları da yüksek.  Arpa, saman, mera olmak üzere hepsinin parasını ödüyoruz ama ilaca gelince her zaman kullandığımız için zorlanıyoruz” dedi.

“Nakliye için devlet desteğine ihtiyacımız var”

Ekonomik zorlukların böyle devam etmesi ve üreticinin yeteri kadar desteklenmemesi durumunda üretimin tamamen biteceğini vurgulayan Çelenk; “Hayvancılığı bitiren biz değiliz, içinde bulunduğumuz durum. Arpaya, samana, yaylaya, nakliyeye baktığın zaman bu dördü yeter. Gelir gideri karşılamıyor. Haliyle biz üreticiler de zarar ediyoruz. Bizi en çok zorlayan şey şu anda nakliye ücretleri. Nakliye fiyatları yüzde 100’ün üzerinde. Nakliye için devlet desteğine ihtiyacımız var” dedi.

Veteriner fiyatları yükseldi! Hayvanlar tedavi edilemiyor

Veteriner fiyatlarının yüksek olduğuna değinen Çelenk; “Fiyatlar çok yüksek durumda. Bunlara el atılması gerekiyor. Bazı ilaçlar üreticiye ücretsiz verilebilir. Zaten veteriner getiremiyoruz. Kendi imkanlarımız ile tedavi ediyoruz. Geçen sene bir koyun yaralandı ve hayvan hastanesine götürdüm. Geçen sene koyun 2 bin liraydı. Bana bin liradan fazla hesap çıkarıldı. Bende ameliyat ettirmedim” diye konuştu.

Yem fiyatları yükseldi

Yem fiyatının çok yükseldiğini belirten Çelenk; “Samanının tonunu 2 bin 200 ile 2 bin 500 lira arası aldık.  Arpayı ise ortalama 7 bin liraya yakın aldık.  Bahar mevsiminde kuzu beslemesi yaparken yem fiyatları çok yüksekti. Bahar gelince yine yem fiyatlarına bakacağız. Çoban sıkıntısı çok yüksek. Bu sene 30 bin lira verdik çoban bulamadık. Elime benim çoban geçmedi. Kendim bakmaya çalıştım. Paramız para etmiyor” ifadelerini kullandı.

“Devletin buna el atması lazım ki ben sattım başkası satmasın”

Aylık 30 bin liraya çoban bulamadıklarını ve bunun için 350 koyununu sattığını ifade eden Çelenk; “Şu anda en büyük sıkıntı çoban. Seneye 50 bin lira olur. Bu sene koyun kuzu para etti ama çoban daha fazla para etti.  Bu sene hayvan satışlarından çok şükür zarar etmedik. Devletin üreticiye yardımı olmalı. Yoksa bu üretim bitecektir. Ben çoban bulamadım. Evde çocuğum da yok. Koyunları satmak zorunda kaldım. 350 koyunu sattım 120 koyumun kaldı.  Çoban olmadığı, yaylalar ve nakliyeler pahalı olduğu için sattım. Devletin buna el atması lazım ki ben sattım başkası satmasın. Bu üretim bitti bitecek. Buna sahip çıkmamız lazım” diye konuştu.

“Yağışlar bu yıl iyiydi buda haliyle fiyatlara yansıdı”

Hayvancılığın zor bir iş olduğunu aktaran hayvan üreticisi Şavaklılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Şimşek; “Küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyoruz. Kendimizi bildik bileli bu işi yapıyoruz. Hayvancılık zor bir iş. Kış aylarına girdik. Kışa hazırlık başladı. Yaylalardan dönüşler oldu. Kışın hayvanlara arpa ve yem almıyoruz. Bu yıl arpa ve yem fiyatlarında çok artış olmadı. Yağışlar bu yıl iyiydi buda haliyle fiyatlara yansıdı. Bu konu da şanslıyız” dedi.

Çoban fiyatları 250 ila 600 arasında değişiyor

En büyük sıkıntılarının çoban ve yayla olduğunu belirten Şimşek; “Bizim şu anda en büyük sıkıntımız çoban ve yayla fiyatları. Bir çobanın maliyeti çok yüksek. Çoban bulamıyoruz. Bulduğumuz çobanlarda ya seneyi bitirmeden gidiyor ya da çok pahalı oluyor. Şu anda bir çobanın en düşük 1 yıllık maliyeti 250 bin lira. Çoban fiyatları 250 ila 600 arasında değişiyor” şeklinde konuştu.

“Akaryakıt pahalı, yaylaya çıkarken zorlanıyoruz”

Akaryakıta gelen zamlardan etkilendiklerini belirten Şimşek; “Yayla fiyatları da aynı şekilde çok yüksek. Aynı zamanda akaryakıta gelen zamlar haliyle bizi de etkiledi. Eskiden yaylalara yayayla giderdik çok şükür artık o rezillik yok. Hayvanları araçlara bindirip götürüyoruz. Araç fiyatları çok pahalı. Elazığ’dan Erzurum’a yaylaya gidebilmek için en az 40 bin lira araç parası vermek gerekiyor. Devletimiz bazı noktalarda yardımı oluyor ama bu yardımlar resmen çam sakızı çoban armağanı gibi” dedi.

“Devletten aldığımız destek sadece 20 bin lira”

Devlet desteğinin yeterli olmadığını iddia eden Şimşek; “Devletin sarı küpe desteği var. Her hayvan başına 100 TL veriyor. Buda çok cüzi bir miktar. Devlet desteği yeterli değil. Devlet destek verecek ki biz üretebilelim. Üretim devam etmeli. Sadece bir çobana verilen ücret ortada. Biz çoban ücretine en az 250 gibi bir rakam verirken devletten aldığımız destek sadece 20 bin lira” ifadelerini kullandı.

“Her yıl üstüne binlerce lira ekleniyor”

Yayla fiyatlarının her geçen yıl giderek arttığını ifade eden Şimşek son olarak şunları söyledi; “Yayla fiyatları da yaylaya göre değişiyor. Yayladaki ota, yaylanın büyüklüğüne göre değişiklik gösteriyor. Devletin yayla konusuna el atması gerek. Devlet yaylalara fiyat biçmesi gerek. Her bir yaylanın fiyatı devlete bağlı olursa bu kadar zorlanmayız. Yaylalar resmen karaborsa gibi. Her yıl üstüne binlerce lira ekleniyor, Koyunu olan herkes bu sıkıntıları çekiyor. Bir sürünün yeri belli olmalı. Her yıl başka yere yaylaya gidiyoruz. Sürünün yeri belli olsa bizde bu kadar strese girmezdik. Yaylalar ihaleye giriyor o şekilde bizlerde yaylaya çıkıyoruz. Mesela bir yayla her yıl değil de 5 yıla yakın ihaleye girse hayvan sahipleri de rahat eder. Biz kendimizi bildik bileli bu işin içerisindeyiz. Devletten talebimiz üreticiye desteği arttırması”

Elazığ’da vefat edenler | 7 Aralık Elazığ’da vefat edenler | 7 Aralık