Geçmişi ta dünyanın kuruluşu ile alakalı olup Hıl-fıl Fudül Cemiyetinden Ahiler ve Loncalar Teşkilatlarını kendisine referans alan, dünden bugüne ve yarına inanç, kutsal, insani, kültürel, ahlaki değerler ile birlikte hasletlerle ve hassasiyetlerle mücehhez, liyakat ve adalet hassasiyetine itina gösteren, insana hizmeti Hakka hizmet kabul eden, hizmetkârlıkta örselenmeyen, şekilden öte insan olmanın amacı ile geride ölümsüz bir eser bırakmayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu düşünün ki mirası, kazanımı olmadan; elindekileri, ulaştıkları, kendi gayretleri, çalışmaları sadece kendi öz sermayesi olsun.
O sivil toplum kuruluşunun arkasında kaynak, maddi imkânlar, fiziksel kolaylıklar, alternatif güçler, gelir getiren alanlar yok. Amaç, vizyon, hedef, misyon, plan, çalışma, proje hep kalite, samimiyet, sadakat, vefa, azim, gayret, güven, muhabbet, hürmet, dürüstlük kokuyor.
Bir bakıyorsunuz ki adı gibi cazip olan sivil toplum kuruluşunun sözleri slogan, sloganları proje, projeleri insana hizmette sınır tanımayarak gönle dokunarak iz bırakmış. Asansörsüz, zıpzıpsız, işini şansa bırakmadan tırnakları, emekleri, duruşları ile doğumu sonrası hayata, insana dokunmuş.
Kimileri yeni bir oluşum diye kendini o sivil toplum kuruluşunun içerisinde bulmuş, kimileri aman dürüstlük, samimiyet, sadakat… gibi şeyler karın mı doyurur diyerek durağı beklemeden bile inmiş, kimileri bir şey kaparak kaçmış. Bir kısım da var ki her şeye rağmen sabırla terk etmeden sağlam adımlarla yürümeye devam etmiş.
Bu sivil toplum kuruluşu alternatif olmadan tamamlayıcı, yardım edici, rehber edici bir üslupla insana hizmette sınır tanımadan Geleneksel Çocuk Oyunları, Kardeşlik Sınır Tanımaz, Biz Birlikte Güçlüyüz, Balkanlarda Eğitim ve Kültürel Miras, Dost Meclisi Buluşmaları/Konuşmaları, Alandan Salonlara, Tam Zamanı Şimdi… diyerek bankalar iflas ediyorken, krizler yaşanıyorken, hastalıklar öldürüyorken tabiri caizse helal süt emmek ve helal lokma ve çalışmak ile 2009 yılından 2020’li yıllar Milli Birlik ve Beraberlikte Vefa Programı ile enlerini ve duruşunu ortaya koymuş.
Sivil toplum kuruluşunun ismini bilenler anladı ama bilmeyenlere sürpriz olsun ki sivil toplum kuruluşları ile iş birliği dönemi hızlandı. Milli İrade, Anayasa, 15 Temmuz, Ankara, Biz Birlikte Güçlüyüz Platformları, Kudüs Şurası…
Bir bakılıyor ki nerde ise o sivil toplum kuruluşunun bir avuç da olsa duruşundan kaynaklanan anlamlı, yüksek sesi ile artık hayatın içinden ve beden ile gönül ikliminin iz bırakan olmazsa olmazın, hayat mektebinin ve geride bırakılan eserlerin bizden biri olan farkındalığın adresi; İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği…
Bu kapsamda dünya liderlerinin, cumhurbaşkanlarının, başbakanlarının, temsilcilerinin, Türkiye’de de kısaca onlarca kesimin davet edildiği Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlama programına ham öz sermayesi, gayreti, çalışmaları, farkındalığı, samimiyeti ile dikkat çeken sivil toplum kuruluşu olarak İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği de taltif edilerek davet edilmişti.
Kaynakla, destekle yola çıkmak belki birçok yönden avantajlı ama. Arkamda yok ağam, paşam, servetim ama avam tabiri ile gebe kalmadan, minnetsiz emir almadan emekle, tırnaklar ile helal dairede arkasında dua ile farkındalıkla ham öz sermaye ve kazançla var olmak bir noktada hürriyetin de ta kendisidir.