Prof. Dr. Tolunay: İklim değişikliği, ekonomiyle birlikte en önemli sorunumuz

Haber- Yorum:  Songül DURSUN

Türkiye aylardır enflasyonu konuşuyor. Enflasyon sadece bizde değil, birçok ülkede konuşuluyor. Ülkeler son yılların en sert fiyat hareketlerini yaşıyorlar. Enflasyonun patlamasının birçok nedenini ise pandemiye, emtia fiyatlarındaki artışa vs bağlayabiliriz. Konunun çok boyutu var ama tartışılmaya başlanan diğer bir boyut ise iklim değişikliğinin enflasyona olan etkisi.

“EKONOMİ ODAKLI POLİTİKALAR, DEĞİŞMELİ!”

Tam da bu noktada İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Orman Fakültesi, Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay konuya parmak basarak bir paylaşımda bulundu ve “Seçim sathı mahalline girdik. Tartışmalar ekonomi ve kimin aday olacağı üzerinden yapılıyor. Kişi ve ekonomi odaklı politikalar değişmedikçe iklim değişmeye devam eder.  İklim değişikliği ekonomiyle birlikte en önemli sorunumuz. Hatta değişen iklimler ekonomiyi de kötü etkiliyor” dedi.

BAKAN YARDIMCISI BİRPINAR DA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Prof.Dr. Tolunay’ın paylaşımını geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Amin Birpınar’ın paylaşımı da destekler nitelikteydi. Birpınar, beklenen yağışların gerçekleşmediğini belirterek, "Ocak ayı böyle giderse elimizde sadece Şubat ayı kalır" dedi.

"HAVA OLAYLARI ÇOK GARİPLEŞTİ, TÜRKİYE GENELİNDE YAĞIŞ YOK”

Küresel iklim değişikliğinin yarattığı sorunlara değinen Birpınar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: Hava olayları çok garipleşti. Türkiye genelinde yağış yok. Sıcaklıklar normalin çok üstünde. Böyle devam etmesi halinde metropol şehirlerde büyük su krizi olur. İçme suyu barajları kritik seviyenin altında seyrediyor. Ocak ayı böyle giderse elimizde sadece Şubat ayı kalır.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DOLAYISIYLA GÖÇLER ORTAYA ÇIKARTACAKTIR”

Birpınar, “Kuraklık ve su kıtlığı gıda kıtlığını doğurur. Gıda kıtlığı başka sosyal olayları tetikler. Özellikle iklim değişikliği dolayısıyla oluşacak doğudan batıya ve güneyden kuzeye iklim göçlerini ortaya çıkartacaktır. Problem ortak, çözüm de ortak bulunmalı. BM’ye çok iş düşüyor” dedi.

ENFLASYON NE KADAR HALK DÜŞMANI İSE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DE BİR NUMARALI KÜRESEL DÜŞMAN...

Görüldüğü üzere, enflasyon bir numaralı halk düşmanı olarak ifade edilirken, enflasyon ne kadar halk düşmanı ise iklim değişikliği de bir numaralı küresel düşman aslında. Küresel ısınmanın yerkürenin ve insanlığın karşılaştığı en ciddi tehditlerden biri olduğunu kabul etmeyen artık neredeyse kalmadı. Küresel ısınma yıkıcı iklim olaylarına yol açıyor. Bu olayların yarattığı etkiler başta gıda fiyatları olmak üzere bazı fiyatları etkiliyor.  Sıfır - karbon emisyonuna geçiş karbon fiyatında ani artışa yol açabilir. Bu da daha yüksek elektrik, gaz ve petrol fiyatları demek. Artan sıcaklıklar ekonomik faaliyetleri ve işgücü verimliliğini etkiliyor. Bu da uzun vadeli büyüme potansiyelini aşağı çekiyor.

POLİTİKA YAPICILARIN, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİNİ DENETİM ALTINA ALACAK POLİTİKALAR GELİŞTİRMELERİ GEREK

İklim krizinin sonucu olarak sıcaklıklar giderek artarken yağışlar da düzensizleşiyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklim krizi ve küresel ısınmanın etkileri artıyor. Peki, iklim değişikliğine rağmen ülkemizde kuraklıkla mücadele ediliyor mu? Bu bakımdan herkesin iklim krizini önlemek için elinden gelen her şeyi yapması gerek. İklim değişikliği ile birlikte görülen kuraklık, sel ve fırtına gibi iklim kaynaklı doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini artırarak ciddi ekonomik kayıplara yol açtığı da göz önünde bulundurulunca; politika yapıcıların iklim değişikliğinin etkilerini denetim altına alacak politikalar geliştirmeleri, afet strateji ve eylem planlarını bu yönde revize etmeleri çok önemli. İleride yapılacak araştırmalar özellikle sektörel bazda Türk ekonomisi ve iklim değişikliği arasındaki ilişkiyi ve riskleri göstermesi bakımından son derece önemli olacak. İklim değişikliğiyle mücadele etmekten ekonomik nedenlerle kaçınanların, iklim değişikliğinin ekonomide neden olduğu kayıpları daha fazla gündeme getirmesi de üzerinde durulması gereken bir konu aslında.