Gençlerimiz; Hayâl değil, kaygı sahibi!

Haber: Kübra TÜRKAN / ÖZEL

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 103.yılını karşılamanın haklı gururunu yaşıyoruz ve hep birlikte coşkuyla bu milli ruhu bir kez daha yansıtarak karşılayacak olmamız da ayrı heyecan oluşturuyor oluşmasına ama son yıllarda yaşanan birçok olumsuzluklar gençlerin, geleceğe olan bakışını nasıl şekillendirdi? Bunu öğrenmek için de Fırat gazetesi olarak gençlere armağan edilen bu milli bayramımızda gençlerin sesi olduk. Gençlere; geleceğinizden ne denli umutlusunuz ve sizi nasıl bir geleceğin sizleri beklediğini düşünüyorsunuz? Diyerek gençleri dinledik. İşte görüşlerini aldığımız gençlerin gazetemize özel yaptıkları açıklamaların detayları…

ULU ÖNDER ATATÜRK: BÜTÜN ÜMİDİM GENÇLİKTEDİR!

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Bütün ümidim gençliktedir” diyerek onlara sonsuz güvendiğini belli ettiği birçok özlü sözü var. Bunlardan birisi ise “Ey Türk gençliği! birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet korumak ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” şeklindedir. Yani Ulu Önder gençlere sadece güvenmekle kalmamış onlara ayrıca ciddi sorumluluk da yüklemiştir. Peki günümüzde gençler bu ciddi sorumluluklarının ne denli bilincinde? Ve gençlerimizin geleceklerine yönelik ne gibi hayâlleri var?  İşte tüm bunları gençlerimizden dinledik.

ÜNİVERSİTELİ GENÇ; MEZUNİYET HEYECANI YAŞAMAK YERİNE, İŞ KAYGISI ÇEKİYOR

Üniversite son sınıf öğrencisi bir genç kız şu an İnönü Üniversitesi’nde Matematik Öğretmenliği okuyan Meral Özdemir’e geleceğe dair hayallerini sorduk.  Bizler hayâllerini sıralar diye beklerken o endişelerini dillendirerek; “Okulumun bitip mezun olmama neredeyse bir ay kaldı ama en büyük umutsuzluğum iş bulamamak. Ayrıca iş ararken ortaya çıkan torpil iddiaları da beni çok endişelendiriyor. Öyle ki torpil olgusuna inanmak istemiyorum. Çünkü öğretmenlik mesleğini gerçekten çok sevdiğim için bu bölümü okudum.  Geleceğe dair elbette bir takım ümitlerim var. Daha kaliteli ve güzel yaşam koşullarına sahip olarak bir hayat sürmek istiyorum. Ama bunun için ekonomik özgürlüğümü kazanmam lazım. Yoksa ülkemizde yaşamak çok zor” dedi.

BİR DİĞER ÜNİVERSİTELİ İSE HER GÜNÜN BİR ÖNCEKİ GÜNDEN DAHA KARANLIK OLDUĞUNU İFADE ETTİ

Fırat Üniversitesinde Yazılım Mühendisliği okuyan Beyzanur Çelik ise “Türkiye’de hep yarına karanlık bir mağarada uyanıyor muşum gibi bir hisle uyanıyorum. Her günü bir an önce akşam olsun diye yaşıyorum. Günümüz şartlarını göz önünde bulundurduğumda nispeten iyi bir bölümde okuduğumu düşünüyorum. Ama buna rağmen çoğu zaman mezun olunca ne olacağım? Yani ne olacak? Gibi kaygılara kapılıyorum” diyerek ne derece kaygılı olduğunu ifade etti.

ÜNİVERSİTELİ: TORPİL OLMADAN İŞ BULMAK ORADA KALSIN STAJ YERİ BİLE BULAMIYORUZ!

Sözlerini sürdüren Çelik; “ Çünkü ülkemizde artık bırak iş bulmayı staj yeri bulmak bile inanılmaz zor bir durumda. Torpille tanıdıkla insanlar işlerini hallediyor ve belki onlara göre çok daha iyi düzeyde olan insanlar boşta kalıp yurt dışına gidiyor veya kendini yeterli olmadığı hissine kapılıp psikolojik bunalımlara giriyor. Ülkemizde aslında böyle kötü durumların yaşanmasının önüne geçmek için gencinden yaşlısına ücretsiz psikolojik destek sağlamalıdır” şeklinde düşüncelerini aktardı.

ÜNİVERSİTELİ İLETİŞİMCİLER: TÜRK GENCİ UMUTSUZLUKTAN YOLUNU GÖREMİYOR!

İletişim Fakültesinde okuyan bir öğrenci ise “Önüm çok karanlık yolumu göremiyorum. Yurtdışına gitmek hemen öyle kolay değil. Gazetecilikten başka bir mesleği icra etmek istiyorum. Yeniden üniversite sınavına girmeyi düşünüyorum. Ama sınıfımızda bizden büyük bir abla var oda ikinci üniversitesini okuyor. Böylelerini görünce de bu ülkede yaşamak umudumu kırıyor. Ne yaparsan yap bu ülke her türlü insanın yaşam ümidini kırıyor” dedi.

GENÇ: GAZETECİLİK MEZUNUYUM AMA ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK YAPIYORUM

Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olup şimdi köyünde ücretli öğretmenlik yapan Deniz İlgi kendisini Hababam Sınıfı’nın çalışkan Ahmet karakterine benzetiyor. “Gazetecilik okudum ama şimdi köyümdeki çocuklara ders veriyorum. Bu ülke işte size böyle hayat şartları yaratıyor” diyerek iş bulamayınca köyüne dönmek zorunda kaldığını ifade etti.

GENÇLERE GÖRE HAYÂL KURMAK BİLE LÜKS!

İnönü Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünü geçen sene bitirdiğini belirten Gülsüm Keleş “Şu an ücretli öğretmenlik yapıyorum. Umudum var insanız sonuçta ama pek bir beklentim yok çünkü her şey hayâl kırıklığına dönüşüyor. Hayâl kurmanın yolu bile paradan geçiyor. En sıradan basit şeyler bile artık lüks oldu hayal kurmak bile lüks. Eğitimi daha kaliteli hale getirseler bize iş olanakları sunsalar ülkeme dair beklentilerim olur ve mutlu bir birey olarak ülkemde yaşama hayalleri kurarım neden olmasın” dedi.

ÜNİVERSİTELİ GENÇ: UMUDUM VAR DİYEREK KENDİMİ KANDIRAMAM!

Iğdır Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Eczane Teknikerliği okuyan Taner Yıldırım da “Bu ülkede kendi geleceğime dair herhangi bir beklentim ve umudum kalmış değil, birikmiş birkaç umudum vardı onu da bu şartlarda parçalayıp çöpe attım. Gösterdiğim çaba ancak ayakta kalabilmeme yardımcı oluyor. Kendi fikir ve düşüncelerimizi bile paylaşamıyorken, hayâllerimin peşinden koşmamın bahsini bile edemem. Çünkü ülkemizde biz gençlere verilmesi gereken değer ve hakkımız olan saygı verilmediğinde gerekli maddi ve manevi destekler yapılmadığından, üzerine birde teknolojinin pembe yüzüyle doyurulmaya çalışılıp sömürülürken umudum var demem kendimi kandırmaktan öteye gitmez. Türkiye gençlerini elinde tutacak icraatlar yapmalıdır ki ülkemiz dinamik kalsın. Fakat ülkemiz kısır bir döngü içerisinde ve durum böyle devam ettikçe yeniliğin ve zenginliğin sadece belli bir kesime yararı oldukça bu ülkede biz gençlerin hayâl kurma ve umutlu olma gibi bir lüksü olamaz “ ifadelerini kullandı.

YETKİLİLERE SESLENEN GENÇ: GENÇLERİN İŞSİZ GÜÇSÜZ OLUŞUNA KAFA YORULMALI!

Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden konuştuğumuz bir başka öğrenci ise “ikinci üniversitemi okuyorum.  Yeniden okula başlamasaydım deli olacaktım. Her şeyi bırakıp kalkıp başka bir ülkeye gitmekte o kadar kolay değil. Bu ülkeye dair hayâllerimiz var ve gerçekleşecek. Ayrıca bazı kesimler bizim işsizliğimi düşüneceği yerde medeni durumumuza kafa yoruyor. İşsiz güçsüzken aile kurmayı planlayamıyoruz” dedi.

SAVAŞTAN KAÇAN GENÇLER, TÜRKİYE’DE MUTLU

Savaştan kaçarak ülkemizde yeni bir yaşama yelken açan mülteciler ise Türkiye’de yaşamamın kendileri için bir şans olduğunun notunu düşüyor. Türkiye’de imkânların güzel olduğunu ama daha güzel imkânları farklı ülkeler de sundukların da oraya gidebileceklerinin de sinyalini vermeyi ihmal etmiyor.