Haber- Analiz Kübra TÜRKAN

Bir şehrin kalkınması için öncelikli olarak o şehrin mevcut zenginliklerinin farkına varılması ve bunların gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde ulaştırarak, bu değerlerin de tanıtımının sağlıklı bir şekilde yapılması sağlanarak kent geneline ciddi bir katma değer sağlaması elzem. Elazığ’ın en temel sorunlarından biri de şüphesiz sahip olduğu zengin potansiyelini tanıtım yetersizliği.

Değerlerimizi katma değere dönüştürmek konusunda sınıfta kalıyoruz

Haliyle değerlerimizi katma değere dönüştüremiyoruz. Fırat gazetesi olarak defalarca bu konunun hassasiyeti olduğunu ifade ettiğimiz birçok yayıma imza attık atmaya da devam ediyoruz ama ilgililerin bu konudaki sessizliği sürüyor.  Oysa bacasız sanayi asla es geçilmemeli! Çünkü bacasız sanayinin oluştuğu noktada en fazla istihdama olanak sağlayan hizmet sektörü ciddi bir atılım yapar. Elazığ var olan değerlerini tam olarak gün yüzüne çıkarabilirse işte o zaman Elazığ’ın çok ciddi bir istihdam sorunu da kalmaz. Elazığ hem tanınır hem de bu tanıtımdan bir hayli kârlı çıkar. Ama bunun sağlanması için uzun periyotlara yayılan ve adeta yılan hikâyesine dönen restorasyon işlerinden sıyrılmamız gerekiyor galiba.

Elazığ Müzesi’nin restorasyonu neden yılan hikâyesine döndü?

Elazığ Müzesi’nin restorasyon işlemi yılan hikâyesi formunda oldu. Buranın restorasyon işlemi henüz tamamlanmamışken Harput’a belediye eliyle sıfırdan müzelerin kazandırıldığını ve burada tarihi yapılarda da restorasyon çalışmaların çok daha hızlı bir şekilde ilerlediğini aktarmak hatalı olmayacaktır. Yani sorun zamanın ötesinde galiba…

TÜİK verileri ilgilileri düşündürür mü acaba?

TÜİK’in geçtiğimiz günlerde paylaştığı verilerde bu konuların üzerinde neden durmamız gerektiğini gösterir nitelikte. TÜİK, Kültürel Miras Listelerinin 2022 yılı verilerini kamuoyu ile paylaştı. Paylaşılan bu verilerde hangi kentte kaç müze kaç ören yeri var ve bunlara kaç ziyaretçi gelmiş? Gibi bilgilerde yer aldı. Bu bilgileri Elazığ’a sınırı olan komşu kentlerle kıyaslayınca Elazığ’a çok yazık demeden edemedik.

Kültür turizminin meraklısı çok!

TÜK verilerine göre Türkiye geneli bakanlığa bağlı müze sayısı; 211 eser sayısı; 3 milyon 325 bin 643  ören yeri sayısı; 114 bakanlığa bağlı hem müze hem de  ören yeri ziyaretçi sayısı ise 30 milyon 932 bin 311 olarak hesaplandı. Türkiye geneli özel müze sayısı; 341 özel müzelerde sergilenen eser saysısı 424 bin 477 ve özel müzelerin ziyaretçi sayıları ise 14 milyon 890 bin 214 oldu. Bu verilerden hareketle Türkiye geneli kültür turizminde iyi bir noktadayız diyebilmekteyiz.

Bir müzemiş varmış restorasyonu bitmeyen!

Paylaşılan verilere baktığımızda Türkiye’de müzesi ve ören yeri bulunmayan tek kent Ardahan. Listeyi detaylı incelediğimizde Ardahanlıların içi rahat etsin diyecek duruma geliyoruz.  Elazığ’ın hem müzesi hem ören yeri hem de 30 bin 511 esere sahipken listede yer almayan Ardahan’dan 1 müzesi listede görülen ama hiç eseri olmayan; Artvin, Bingöl, Siirt ve Şırnak’a nasıl ziyaretçi uğramıyorsa Elazığ’ın da müzesi uzun yıllar atıl olduğu için Elazığ’a da ne yazık ki ziyaretçi uğramamış.  

Bingöl’den de müzelerinin kâğıt üzerinde kalmasına eleştiri gecikmedi

Peki çevre illerimizde durum ne? Diyecek olursanız buna da bakmak elbette faydalı olacaktır. Adıyaman’da 1 müze ve 5 ören yeri bulunmakta müze eser sayısı; 33bin 734 ve 2022 yılı süresince buralara gelen ziyaretçi sayısı; 272 bin 629 kentte özel bir müzede yok. Bingöl’de ören yeri yok ve müzeleri de sadece kâğıt üzerinde haliyle Bingöl’de de ne eser ne de ziyaretçi yok. Hatta bu bazı Bingöllü gazetecilerin de eleştirisini toplamış ve dün Bingöl Kent Haber gazetesi bu konuyu dünkü manşetine de ‘Sadece kâğıt üzerinde var!’ başlığı ile bu duruma isyan etmiş. 

Malatya geçen yıl kültür turizmi sevenlerin uğrak noktası oldu

Erzincan’da ise 1 bakanlığa bağlı müze 537 eser yer almakta ziyaretçisi yok. Aynı zamanda kentte yer alan özel bir müze bulunmakta burada da 388 eser sergilenmekte ve 18 bin ziyaretçisi var. Malatya’da ise bakanlığa bağlı 3 müze var ve 21 bin 17 eser barındırıyor. Bir ören yeri de bulunuyor ve ziyaretçi sayısı; 110 bin 938. Ayrıca bölge de 6 tane de özel müze söz konusu. 3 bin 665 eser sergileniyor ve buraya uğrayan ziyaretçi sayısı ise 540 bin 307. Yani Malatya’ya kültür turizmi dolayısıyla geçen yıl gidenlerin sayısı; 651 bin 245 oldu.  

Erzurum; kültür varlıkları ile yarım milyondan fazla ziyaretçiyi ağırladı

Diyarbakır’da bakanlığa bağlı 5 müze; 35 bin 905 eser, 129 bin 601 ziyaretçi gitmiş. Kentte varlığını sürdüren 1 özel müzede 235 eser bulunuyor bunun ziyaretçisi ise 77 bin 265 oldu. Diyarbakır’a giden kültür sevenlerin sayısı da 206 bin 866 oldu. Erzurum’da bakanlığa bağlı 4 müze; 19 bin 34 eser, 1 ören yeri 239 bin 68 ziyaretçisi oldu. Kentte bulunan 2 özel müzede ise 109 eser var burayı ziyaret edenlerin sayısı ise 335 bin 977’ye ulaştı. Yani Erzurum’da kültür değerlerini 2022 yılı içerisinde 575 bin 45’e ulaştı.

Eser sayısı bizlerle ölçüşemeyen kentler bile ziyaretçi akınına uğruyor!

Tunceli’de ise bir müze bin 785 eser yer alıyor ve 23 bin 252 ziyaretçi birden ağırlıyor. Çevre kentlerde durum buyken Elazığ’da bina var; eser var ama kapıları kapalı bir müze var şeklinde işler sürüyor. TÜİK verilerine yansıyan bilgilere göre Elazığ’da bir müze ve bir ören yeri var. Elazığ’daki eser sayısı ise 30 bin 511 ancak ziyaretçisi yok. Çünkü müzemizin kapısı yıllardır kapalı. Yanı başımız Tunceli bile eser sayısı bizden ciddi ölçüde az olmasına rağmen kentinde yaklaşık 24 bin ziyaretçi bulabiliyorsa; Elazığ neden bundan mahrum bırakılıyor? Özetle bu kimin ya da kimlerin sorumsuzluğunun eseri?