Özel Haber: Aysun ÇETİN KILIÇ
Azmiyle ve okuma aşkı ile gençlere taş çıkaran; Sultan Kürkçü, başarılı olmanın ipuçlarını ve okumanın yaşının olmadığını gözler önüne serdi. İşte Kürkçü’nün, okumak isteyen ama bunun için kendinde yeterli gücü bulamayanlara da son derece faydası dokunacak açıklamalarının detayları…
“Siyasal bilimler fakültesini bırakmak zorunda kaldım”
2018 yılında çıkan aftan yararlanarak eğitimine 59 yaşında tekrar başlayan Sultan Kürkçü; “Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisi Bölümü’nden mezun oldum. Ben üniversiteye sınavla gelmedim. 2018 yılında çıkan aftan yararlandım. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde okuyordum. Son sınıfa kadar geldim ve bırakmak zorunda kaldım. Bıraktığım zaman kendi istediğimle bıraktığım için daha önce çıkan hiçbir aflardan yararlanamadım. Daha sonra 2018 yılında gelen afta kendi isteği ile ayrılanlar da faydalandı. Aftan yararlandığımda tekrar Ankara Üniversitesine gidip kayıt yaptırdım. Af geldiğinde şöyle bir şeyde vardı; aile birliğini korumak adına isteyen kendi ikamet ettiği şehirdeki üniversiteye yatay geçiş yapabiliyordu. Puanı tutmak kaydı ile. Ankara’ya kaydımı yaptıktan sonra Fırat Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptım” diye konuştu.
“59 yaşında üniversiteye tekrar başladım”
Zorlu bir süreçten geçtiğini ifade eden Kürkçü; “Elazığ’da Siyasal Bilimler Fakültesi olmadığı için o zamanki puanımla Elazığ’daki hangi bölümler var ve hangi bölüme puanım yetiyorsa ancak öyle geçiş yapabiliyorduk. 1978 yılında Elazığ’da 3 mühendislik vardı. Elektrik Mühendisliği, Makine Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği vardı. Puanım 3 bölüme de yetiyordu. İlk başlarda kafam karışıktı bana cazip gelen bölüm inşaat mühendisliğiydi. Çalıştığım işim inşaatla daha çok ilgisi olduğu için inşaatı seçtim. Ben normalde harita teknisyeniyim. Fırat Üniversitesine başvuru yaptım, başvurum kabul edildi. Bu arada da eğitim başlamıştı. 1. dönemin ortalarında ancak derslere girebildim. Ders kaybım oldu. İlk zamanlar çok tereddütlüydüm. Başarabilecek miyim? Kaygısı vardı. 59 yaşında üniversiteye tekrar başladım” dedi.
“Çok zorlandım ama zorun üstesinden geldim”
Bölümü çok severek bitirdiğini belirten Kürkçü; “Çocuklarım yaşında veliler var. Torunlarım yaşında öğrencilerle aynı sınıftaydım. Hem onların bana yaklaşımı nasıl olacak hem de ben onlara uyum sağlayabilecek miyim? Gençler enerjikler, aktifler onlara yetişebilecek miyim? Yaş aralığımız çok fazlaydı. Çok zorlandım. Ama zorun üstesinden geldim” dedi. Okumayı, bölümü çok sevdim. Ben inşaat bölümünü bu kadar seveceğimi düşünmüyordum. Sevmeseniz adapte olamazsınız. Zaman geçtikçe hem derslere hem de sınıf arkadaşlarıma alıştım adapte oldum. Derslerin inceliklerine indikçe bölümü daha da çok sevdim” şeklinde konuştu.
“Stajımı Yemişlik TOKİ’lerde yaptım”
Açıklamasını sürdüren Kürkçü; “Orman Bölge Müdürlüğü’nden emekliyim. Orada proje mühendisliğinde çalışıyordum. 94’ten 96’ya kadar da iktisat fakültesi okudum ve bitirdim. Bu okuduğum 3’üncü ama bitirdiğim 2’nci üniversiteydi. Yaşım uygun olsaydı şantiyede çalışmayı çok isterdim. Proje çizmek değil bizzat şantiyede çalışmak isterdim. Stajlardan birisi büro diğer şantiye stajıydı. Büro stajını çevre ve şehircilik müdürlüğünde yaptım. Diğerini ise yemişlik TOKİ’lerde yaptım. O çok farklı ve güzeldi. Kaba inşaat çok güzel” ifadelerini kullandı.
“Çok güzel arkadaşlıklar edindim”
“Üniversiteye başladığım ilk etapta sınıf arkadaşlarım garipsiyordu” diyen Kürkçü; “Hiç birinin çevresinde benim yaşımda bir öğrenci yok. Bana sürekli teyze senin ne işin var burada niye geldin? Bizim nenelerimiz evde lif örüyor, sen niye hacca, umreye değil de okula geliyorsun? Sorularıyla çok karşılaştım. İlk etapta sınıf arkadaşlarım haklı olarak bana karşı mesafelilerdi. Kaynaştıktan sonra çok güzel arkadaşlıklar edindik. Bana karşı çok saygılılardı. Aktivitelerin hepsine katıldım, hiçbirini atlamadım. Kafelerden tutun mezuniyet balosuna kadar her şeye katıldım. Beni gittikleri her yere çağırıyorlardı. Genelde okula erken giden bendim. Geç gittiğimde hemen bir şey mi oldu diye sorarlardı” dedi.
“Kızım ve oğlum en büyük destekçilerimdi”
Çocuklarının eğitimine ön ayak olduğunu kaydeden Kürkçü; “Kızım ve oğlum en büyük destekçilerimdi. Çocuklarım zaten ön ayak oldular. Benim fikrimi biliyorlardı. İçimde ukde kaldığını biliyorlardı. Ben okulu bıraktıktan sonra hem neden dedim. Keşkeler insanı yıpratıyor. Keşke dememek için böyle bir fırsat geçti ve değerlendirdim. Gördüm ki başarılıyormuş. Keşkem kalmadı. Okumanın yaşı yok. Başarı her yaşta ve dalda yapılır. Bu okulla alakalı değildir. Başarıyı duvarlar arasına veya kategoriye sığdıramazsınız. Bir çerçeveye sığdıramazsınız. Hocalarımız gerçekten çok saygı değerdi. Ben birinci öğretimdeydim. Derslere ilk başta adapte olamıyorsunuz çünkü ağır dersler vardı” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımın yaşında olan hocalarım vardı”
Öğretim görevlilerinin kendisine son derece yardımcı olduğunu kaydeden Kürkçü; “Not tutarken hocanın anlattığını kaçırıyordum ve orası kafama takılıyordu. Hocalarla konuştum ikinci öğretimlerle de derse girmeye başladım. Geceleri ise hocaların anlattığını dinliyordum. Hiçbiri yok demedi. Hepsinin bana çok yardımı oldu. Anlamadığım yerleri odalarına gidip sordum. Defalarca da anlatmaya çalıştılar. Hocalarımın bu kadar yardımcı olacaklarını düşünmemiştim. Çocuklarımın yaşında olan hocalarım vardı. Hepsinden de gerekli ilgiyi gördüm. 4 yıl boyunca hem sınıf arkadaşlarım hem de hocalarım bana ellerinden gelen yardımı yaptı ve 2022 yılında mezun oldum. Çok şükür 4 yılda okulumu bitirdim ve uzatmadım” ifadelerine yer verdi.
“Kızım, velim rolünü üstlendi”
Kızının adeta velisi olduğuna da değinen Kürkçü; “Tekrar okumaya kendim karar verdim ve en büyük desteğim çocuklarım oldu. Gece dersleri 22.30’a kadar sürüyordum. Kızım gelip fakültenin kapısında benim dersten çıkmamı bekliyordu. Kızım benim velim gibi dersten çıkmamı bekliyordu. Beni alıp eve getirirdi. Ben o gücü onlardan aldım” dedi.
“Mühendisin bir hatası birçok kişinin canına mal olabiliyor”
İnşaat Mühendisliğinin önemine de değinen Kürkçü; “İnşaat mühendisliği olmazsa olmaz. İnşaat mühendisliği çok önemli bir yerde çünkü inşaat mühendisliğinin bir hatası birçok kişinin canına mal olabiliyor. Bunun en büyük örneğini de yaşadığımız asrın felâketinde görmüş olduk. Çok büyük yıkımlar oldu. Yıkımların hepsini sadece mühendislere mal etmek doğru değil ama mühendisliğin önemi burada ortaya çıkıyor. Tepeden tırnağa birçok sorumluluk var. Yaşadığımız depremde gördük ki bazı sorumluluklar yerine getirilmemişti. İnşaatların ne halde olduğunu görüyoruz. Depremden etkilenen diğer illere gitmeye gerek yok. Elazığ ne hale geldi” diye konuştu.
“Diplomayı almakla iş bitmiyor”
Kürkçü; “Binlerce bina harabeye döndü. Birçok caddede sağlam ev kalmamış. O evleri öyle görünce içimiz kararıyor. Sadece okumak yetmiyor. Bu işin mutfağında öğrenmek lazım. Öğrencilerin okul bitti ben inşaat mühendisiyim demesinler çünkü öyle bir şey yok. Diplomayı almakla iş bitmiyor. Bana göre bu işi hakkıyla yapmak istiyorsak nereden bakıyorsak bakalım en az 2 yıl inşaatlarda çalışmak gerekiyor. Çünkü o işin inceliğini o işin içerisindeyken öğreniyorsunuz. Ben staja gittiğim zaman orada çalışan işçiler beni kaile almıyorlardı. Hem kadın olduğum için hem de yaşım olduğu için ben inşaattan ne anlarım gözüyle bakıyorlardı. İnşaat Mühendisliği erkek alanı olarak bakılıyor ama öyle değil” dedi.