Türkiye’nin en temel sorunlarının başında; eğitim ve öğretimin sürekli yapboz tahtası gibi değişmesi geliyor. Ancak yeni eğitim ve öğretim yılına gerçekten radikal ve de tam manasıyla hayata geçirildiği takdirde faydalı bir takım kararlara merhaba diyeceğiz gibi. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin katıldığı bir programda; öğrencilerin hem kendi şehirlerini tanımaları gerektiğinin hem de geleneksel oyunlarımızla tanışıp, bu kültürü yaşayarak teneffüs etmeleri gerektiğini vurguladı. Sık sık eğitimin kanayan yaralarına parmak basıp duruyoruz. Şimdi atılacak olan bu adımlar bir hayli umutlandırdı. Öğrenciler hem yaşadıkları coğrafyaya hem de kültürlerine yabancı kalmadan bilgilerine bilgi katabilecek! Belki bu şekilde kültürel yozlaşmanın da bir nebze olsa da önüne geçilebilir ne dersiniz? Ama burada da işi ehline teslim etmek son derece önemli. Çünkü alanında uzman olmayan kişilerle bu eğitimler verilmeye kalkılırsa o zaman bir nesil çok daha ciddi bir kavram karmaşası ile yüzleşmek zorunda kalır. Bu nedenle eğitim asla ihmale gelmez demekteyiz!
Haber- Yorum: Kübra TÜRKAN
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi ekonomik verilerinden ziyade eğitim ve öğretim faaliyetleri ile ölçülmeli! Çünkü sağlam temel üzerine kurulan eğitim ve öğretim faaliyetlerinin sürdüğü ülkelerde şüphesiz refah seviyesi en üst düzeyde. Eğitim seviyesinin iyi düzeyde olduğu ülkelerde öğrenciler; kendi kültürlerine uzak, başka kültürlere imrendirilerek bir eğitimden geçmiyor. Tam tersi öğrenciler bulundukları coğrafyanın da ve kültürlerinin de içinde harmanlanarak disiplinli bir eğitim ve öğretim düzenine tabi tutuluyor. Peki eğitim ve öğretim sistemimiz sürekli yapboz tahtasına dönerken biz neden öğrencilerimizi; zengin coğrafyamızı ve birçoklarının gıpta ile baktığı zengin kültürümüzle harmanladığımız bir eğitim ve öğretim modeliyle tanıştıramıyoruz?
Eğitim öğretimdeki tutarsızlıklar; sadece dünümüzü değil, bugünümüzü ve yarınımızı da karartıyor
Eğitim öğretim düzeyindeki bu tutarsızlıktan dolayı yitip giden; sadece dünümüz de olmuyor bu durum bugünümüzü de yarınımızı da karartıyor. Her yeni eğitim ve öğretim dönemimde bir takım radikal kararlar alınsa da bunların uygulanmasında bir takım sıkıtılar baş gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin katıldığı bir televizyon programında yeni eğitim ve öğretim yılına dair olumlu bazı kararları hayata geçireceklerini ifade etti.
Öğrenciler; sadece sınav odaklı başarıya odaklanmak durumunda bırakılıyor ve bu durum karşısında da yaşadıkları yere yabancı kalıyor
Bakan Tekin; öğrencilerin okudukları şehirleri tanıması gerektiğinin notunu düştü. Bu tam manası ile hayata geçirilebilirse gerçekten son derece etkili olacaktır. Çünkü eğitim sistemimizdeki sınav başarısı odaklı bir nesil yetiştirildiğinden öğrenciler yaşadığı coğrafyaya bile yabancı kalıyor. Öğrenciler; ev, okul ve kurs merkezlerinin güzergâhı dışında bir güzergâh dahi bilmeden diplomalarını almanın ve sınavlarında başarılı olmanın telaşına düşüyorlar.
Korkarız Elazığ’daki öğrenciler bu eğitim öğretim yılında da Elazığ Müzesi’ni gezemeyecek!
Geçtiğimiz yılın sonlarına doğra Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yiğit şehirdeki imkânlar doğrultusunda güzel bir adım atarak; tarih dersleri sırasında müzelerin kullanılmasına olanak sağlamıştı. Her ne kadar uzun yıllardır Elazığ Müzesi hizmete açılmasa da Müdür Yiğit; öğrencilerin Harput’ta Elazığ Belediyesi tarafından yapılan müzeleri gezmesine olanak sağladı. Bu gelişmeleri de o dönem çalışma arkadaşımız Lokman Polat; ‘Bahane yok icraat var’ başlığı ile sunmuştu. Şimdi bu eğitim öğretim yılında müzemizin akıbeti ne olur bilemezsek de dileriz öğrencilere teoride verilen bilgiler güzel imkânlar eşliğinde pratiğe dökülerek anlatılabilir. Çünkü Elazığ eşsiz bir coğrafyaya sahip ve her noktasında; doğal, tarihi ve kültürel izler yakalamak mümkün. Eğitim öğretim süreci başladıktan sonra bakalım bu konuda nasıl bir hassasiyet gösterilecek? Bunu da şüphesiz dönem içinde öğrencilere sunulan imkânlar nezdinde göreceğiz.
Öğrenciler; Geleneklerine yabancı kalmadan bu gelenekleri yarınlara taşımalı!
Bakan Tekin’in bir diğer işaret ettiği konu ise öğrencilerin fiziksel aktivitelerden uzaklaştığı ve bunun doğal bir sonucu olarak da obezitenin çok küçük yaşlarda görülmeye başlandığı ile ilgiliydi. Bu nedenle okul bahçelerinde geleneksel oyun alanlarının hazırlandığına ve öğrencilerin derse başlamadan önce güne zinde başlamaları sağlanacağı ve teneffüslerinde de bol bol fiziki aktivitelerde bulunması sağlanacağına da işaret etti.
Alınan güzel kararlar, sözde kalmasın!
Fırat gazetesi olarak bizler de geçtiğimiz günlerde kültürümüzün giderek yozlaştırdığımıza dikkat çeken bir habere de imza atarak; kültürümüze ait esintileri artık gözlemleyemediğimizden dert yanmıştık. Belki geleneksel oyunlar yaşatılırken bunlar içerisine zaman zaman yöreye özgü folklor de eklenerek; öğrencilerin kendi kültürlerine aşina olması ve bunu yarınlara taşınmasına da olanak sağlanır. Tek temennimiz o ki alınan güzel kararlar sadece sözde kalmasın ve gerçek manada pratiğe dökülebilsin.