Üzüm yetiştiriciliğinde ciddi bir potansiyele sahip olan Elazığ’daki üzüm üreticileri yaşanan girdi artışlarını artmasının etkilerinin yanı sıra bu yıl yaşanan aşırı sıcaklar karşısında üzümde rekolte düşüşü ile karşı karşıya kalacaklarını ifade etti. Ayrıca üreticiler; firmaların açıklayacağı fiyatı beklediklerini aktardı. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz; coğrafi işaretli üzümlerimizin bile yeterince tanınmadığından dert yanarak, üzümün Elazığ ekonomisine katkısının azımsanmayacak bir boyutta olduğuna değindi. Ayrıca Öz, her kesimin üzüme sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Görüşlerini aldığımız Üzüm Üreticisi Bedrettin Yıldız ise “Üzüm üretmek kolay ama pazarlaması zor” dedi.

Özel Haber: İrem ANCİL

Elazığ denildiğinde ilk akla gelen lezzetlerden biri de şüphesiz; Boğazkere ve Öküzgözü üzümleri. Peki üzüm üreticileri bağ bozumu için gün sayarken; ne gibi sorunlarla karşılaşıyorlar ve beklentileri neler? İşte bu ve daha fazla haberimizin detayında…

Başkan Öz: Tarihi kalıntılar üzüm üretiminin Elazığ’da çok eskilere dayandığını gösteriyor

Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz ise Elazığ üzüm üreticilerinin yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Birlik Başkanı Öz, üzüm üreticiliğinin çok eskilere dayandığını ifade ederek, “ Elazığ’da kadim Harput kültürü içerisinde üzüm üretimi çok önemli bir yer tutmaktadır. Bizden önceki uygarlıkların döneminde de Elazığ’da üzüm yetişmiş. Çünkü tarihi kalıntılar içerisinde üzüm çekirdeklerine rastlanılmış, hatta mahzenler bulunmuş, şarap küpleri bulunmuş. Buda üzüm üretiminin çok eskiye dayandığını göstermekte” dedi.

Başkan Öz: 1944 yılından itibaren Elazığ’da şarap fabrikası kuruluyor

Açıklamasını sürdüren Öz; “Cumhuriyet kurulduktan sonra, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından yabancı araştırmacılar Elazığ’a gönderiliyor. Elazığ’da iki çeşit üzümün varlığı tespit edilince Türkiye’nin belli yerlerinde de bu tespit ediliyor Elazığ'da bağcılığın yaygınlaşması ve kaliteli şaraplık üzüm yetiştirilmesi amacıyla Tekel idaresi tarafından 1944 yılında ‘Elazığ Şarap Fabrikası’ kurulmuş ve dünyaca ünlü Buzbağ Şarabı üretilmeye başlanmıştır. Kurulan Şarap Fabrikasının yanı sıra sofralık üzüm üretimi de devam ediyor” dedi.

Başkan Öz: Boğazkere ve öküzgözü üzümleri coğrafi işaretli üzümlerdir

Coğrafi işaretli üzümlerin ana yurdunun Elazığ olduğunu belirten Öz, “ Çünkü gerçekten çok değerli bir üzüm olan şu anda coğrafi işareti olan öküzgözü ve boğazkere üzümlerinin anayurdu Elazığ’dır. Şu anda dünyada bunu bilen insanlar bunu tercih etmekte. Türkiye’mizde de Anadolu’nun çeşitli yöresinde bu üretimi yapan insanlar bu üzümü tercih etmekte. Bunu şarap sanayinde kullanmaktalar. Sofralıkta da civar illere gidilmekte. Son birkaç yıldır da bunun ihracatı Elazığ’da yapılıyor. İşte Gürcistan’a veya daha yakın devletlere de Türkiye’den yaş üzüm ihracatı yapılmakta biliyorsunuz. Zaten sultani üzümün ihracatında Türkiye birinci ama diğer bizim bu bölgedeki üzümlerde son zamanlarda yaş üzüm olarak da ihracatı yapılmakta” diye konuştu.

Başkan Öz: Öküzgözü üzümünü tanıtamıyoruz!

Elazığ’ın öküzgözü üzümünün patenti alınmasına rağmen istenilen yerde olmadığını ifade eden Öz, “ Öküzgözü üzümü istenilen yerde değil, Avrupa menşeli bazı üzüm türleri biliniyor, hani bilinirliği az. Biz fuarlara gittiğimizde öküzgözü üzümün Elazığ üzümü olduğunu söylediğimizde insanlar inanmıyor bize. Elazığ’ın tanıtım günleri oluyor katılıyoruz, orda gelip görüyorlar anlatıyoruz, bakın coğrafi işareti var bu Elazığ Üzümüdür diyoruz adeta tapusunu gösteriyoruz, buna rağmen Elazığ’da yetiştiğine inandıramıyoruz. Bu işin içinde olanlar biliyor halkın büyük bir kesimin bundan haberi yok” ifadelerini kullandı.

Başkan Öz: Geçtiğimiz yıl üzümün fiyatı iyiydi üreticisi zarar etmedi

Geçtiğimiz sezon Elazığ bölgesinde 82 bin ton üzüm alındığını aktaran Öz; “Geçtiğimiz yıl yaklaşık olarak 82 bin ton üzüm vardı, bunun 28-30 bin tonu şaraplık olarak alındı. Geçtiğimiz sezon fiyat  iyiydi üreticiye zarar ettirmedi. 14 liradan üzüm verildi. Tabi bu arada hastalıklı iyi gelişmemiş olan yaklaşık 600 bin ton üzüm ise daha düşük bir fiyatla satıldı. Fiyatın düşmesinde firmaların kotalarını tamamlamalarının da etkisi var” dedi.

Yaşanan sıcak havaların kotada düşüşe neden olacağını kaydeden Öz; “Bu yılda şaraplık üzüm rekoltesi 28-30 bin ton arası olur beklentimiz var. 40 bin tonda sofralık olur yani yaklaşık üzümde 75-78 bin ton bir beklentimiz var. Bir ay önce Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile bir çalışma yapmıştık. Bu rakamlar tam net değil beklenti olarak aktarıyoruz” dedi.

Başkan Öz: Aşırı sıcaklar; üzümde verim kaybına neden oldu

“Aşırı sıcaklar üzümde kurumalara ve verim kaybına neden oldu” diyen Öz; “Bunun yanında üzümde başka hastalıklarda oldu yaşanan aşırı sıcaklar karşısında bitki kendini kurtarma derdine düştü özellikle susuz bağlarda, Çünkü bir süre sonra bitki suyunu kaybederse meyveyi bir an önce olgunlaştırıp kendini korumaya başlıyor. Böyle olunca da hem rekolte hem de kalite düşüyor” şeklinde konuştu.

Başkan Öz, Üreticinin sıkıntılarına da değindi

Üreticinin ne gibi sıkıntıları olduğuna da değinen Öz; “Üretici; ürün girdilerinde yaşanan artışlar karşısında zor durumda her şeye sürekli zam geliyor, mazot 40 lira bandına dayandı, işçi fiyatları artmış durumda, gübre fiyatları almış başını gidiyor %110 - %120 gibi. Bir diğer taraftan zirai ilaçların yanına yaklaşılmıyor en küçük bir ilaçlama maliyeti 4 - 5 bin lira böyle olunca da maliyetler artıyor, ortalama üzüm kilogramının maliyeti 17 lira civarına çıkıyor.  Çiftçinin bu yıl üzüm kilogram fiyatı için 30 ve üzeri bir fiyat beklentisi var. Firmalarında bir hesabı kitabı vardır. Bizim bir de pazara uzaklığımız söz konusu nakliyemiz var. Bize en yakın yer Nevşehir 600 km böyle olunca da bizim üzümlerimize bir de nakliye binecek. Ayın 25’inde firmalar Elazığ’a gelecekler yapılacak görüşmelerden sonra fiyat belirlenecek” ifadelerini kullandı.

Başkan Öz: Üretici pahalı satmıyor, maliyetler çok yüksek

“Ama yani bu enflasyon ortamında üzümün kilosu 40 TL de olsa inanınki çiftçi bu işi sürdüremiyor istikrarla” diyen Öz; “Şimdi dünyada bahsediliyor ki gıda fiyatları düşüyor, bizde yükseliyor. Bizde neden yükseliyor? Çünkü maliyetlerimiz çok yüksek. Yani çiftçi gübrede sübvanse edilemiyor, çiftçi mazotta sübvanse edilemiyor. Hiçbir şeyde sübvanse edilemediğimiz için üretici pahalı satmıyor, maliyetler çok yüksek. Ben şaşırıyorum mesela şu anda –yerel, ulusal ve uluslararası basında dünyada gıda fiyatları %10 aşağı demekte ama Türkiye’de artıyor yani her şey. İşte domates tarlada 3 lira manava geliyor 18 lira 20 lira. Bu da üreticinin üretimden soğumasına neden oluyor” dedi.

Başkan Öz: Gıdada kendi kendine yeten ülke haline gelmemiz lazım

Öz gıdada kendi kendine yeten bir ülke olmamız haline gelmenin önemine değinerek, “ Henry Kissinger’ın çok kıymetli bir sözü var. Diyor ki petrole hükmedenler diyor uluslara hükmeder, ama gıdaya hükmeden bütün insanlığa hükmeder. Gıda ile ilgili üretim yeteneğimizi kaybedersek inanın ki daha sonra başka insanların hükümdarlığı altına gireriz. Kendi kendine yeten gıdada özellikle kendi kendine yeten ülke haline gelmemiz lazım. Birkaç yıl önce ben Elazığ’ın Sün Köyü’nde bir söyleşide bu köye birkaç yıl sonra böyle devam ederse üzüm gelecek dedim. Üzümün yaklaşık bin 500 - 2 bin ton üzümün 1000 tonun üstünde üzümün yetiştiği bölgeye üzümün geleceğini söyledim ve gerçekten kahin değilim, görünen oydu. Şu anda çok geçmeden 4-5 yılda bağlar terk edildi, bilmem ne oldu. Orada şu anda toplam 200 tona düştü rekolte. Espri olsun diye geçen gün birine üzüm götürdüm 1 poşet dedim ki ben bunu söyledim ama birkaç yıl sonra umarım getirmem buraya üzüm. Yani tabi hastalıkta var sadece bağ terk etme değil hastalıkta var o bölgede bazen bağ kuruyor işte onlarda var. Yani Henry Kissinger’ın bu sözünü unutmamak lazım. Üretme yeteneğimizi kaybedersek, başkalarına muhtaç olursak daha sonra ürün yetiştirecek adam da bulamayız” ifadelerini kullandı.

Başkan Öz: Elazığ’da bağban çok az

Çok az bağban kaldığına değinen Öz; “Bağban; bağcılıkla uğraşan üzümle uğraşan kişiye denir. Zaten çok az bağban var şu anda. 2bin 500’ün üstünde üretici var Elazığ’da. Ama bağban ararsanız inan ki 300 tane bulamazsınız. 300 tane bağban bulamazsınız. Zaten üzüm üretimini şu anda 50 yaşın üstündeki insanların kontrolünde, genç çok az. Çünkü hani onlara para kazanacağı, geleceklerine umut verici bir durum yapmazsak bağcılık ölür gider. Kaybettiğimizde de, şimdi bağ 10 yılda yetişiyor. Kaybederseniz seneye bağ ekelim öbür seneye ürün alalım derseniz bu olmaz, yapamazsınız” dedi.

Başkan Öz: Elazığ’da en değerli şey üzüm üretimidir

Bir bağın 10 yılda oluştuğuna da dikkat çeken Öz; “Yani 10 yılda yetişiyor bir bağ. Siz bağcılığı kaybederseniz sona bir de insanlardan ektim 10 yıl bekle falan böyle olmaz, yürütemezsiniz. E nasıl gelişmiş Elazığ’da bağcılık derseniz adamın 10 dönüm bağı varmış yanına bir 5 dönüm daha ekmiş öyle öyle gitmiş. Bir yok ederseniz bağcılığı bir daha üretim yeteneğini kaybedersiniz. Elazığ’da en değerli şey üzüm üretimidir” dedi.

Başkan Öz, Üzümün Elazığ ekonomisine katkısını aktararak, her kesimin bu değere sahip çıkması gerektiğini kaydetti

Üzüm sayesinde Elazığ’a ciddi bir nakit girdisi olduğunu da vurgulayan Öz; “Elazığ’a giren yaş meyve sebzede en yüksek nakit para üzümden girmektedir. Yaş üzüm olarak söylüyorum, yani yaş meyveden bahsediyorum. En yüksek üzümdür lideridir Elazığ’ın. Bunun kıymetini idarecilerimizin, ülkeyi idare eden insanların, seçtiğimiz milletvekillerinin toplum içerisinde lider olan herkesin bunu bilmesi gerekiyor. İşlerin de bu yönde yürümesi gerekiyor. STK’lerin de bunun değerini bilmesi gerekir. Bu yönde çabaya yardımcı olmak gerekir. Bağcılık Elazığ’da çok değerlidir. Bizden önce vardı, bizden sonra da var olacak en büyük emanetimiz onlara bunu sağ selim teslim etmektir” diyerek açıklamasını tamamladı.

Üretici Yıldız: Üzüm üretmek kolay ama pazarlaması zor

Üzüm üreticisi Bedrettin Yıldız ise pazarlamada sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek, “Aşağı yukarı 21 yıldır üzüm üreticisiyim. Üzüm üretmek kolay lakin pazarlaması zor. Genelde maliyetleri yüksek olduğu için açıklanan birim fiyatları kurtarmıyor. En büyük sorunu üzümü pazarlamak konusunda yaşıyoruz” dedi.

Üretici Yıldız: Üzümün fiyatını yüksek tutunca alıcı bulamıyoruz

Pazar konusunda bir sıkıntı yaşayıp yaşamadıklarına da değinen Yıldız; “Genel olarak Elazığ’da üzümün Pazar sıkıntısı var. Özellikle fiyat konusunda. Fiyatı yüksek tutunca kimse üzümü almıyor. Geçen yıl kilosu 14 TL’ydi ve fiyat normaldi bu yılda üzümün kilosu için beklentimiz; 30 TL. Olması gereken bu bir litre mazot 40 TL ise bir kilo üzümde 30 TL olmasının olağan olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Üretici Yıldız: Pazar haricinde sıkıntımız yok!

Üzüm rekoltesine yönelik de bir takım bilgiler veren Yıldız; “Ortalama 100 ton ürün almaktayız. Pazar haricinde sıkıntımız yok. Elazığ’da aradığımız her şeyi buluyoruz ama pazarlamanın fiyatı konusunda sorun yaşıyoruz. Ucuza alıcı çok çıkıyor ama makul fiyat istediğimizde alıcı sorunu yaşıyoruz. Üzüm fiyatı Eylül’ün 15 gibi netleşecektir. Kuzova’da daha erken hasat başlıyor bizler de ise Kuzova’dan 20 gün sonra yani Ekim’in ilk haftası hasat başlar” diyerek sözlerini noktaladı.