Sonu bilinmez bir çıkmazın içinde debelenip durduğumuz dünya! Nereye gitsek orada yitik kalacağımız bir alem!

Merhabalar; bu hafta köşemde sizlerle içimizdeki “çıkmaz yollardan” konuşalım istedim.

Ol deyince olduranın bize doğruyu bulduranın adıyla başlayalım!

İmtihandan geçiyoruz; her birimizin yoluna dizilmiş ve de sıra sıra bekleyen imtihanları var. İçerisinde keşkelerin ve de pişmanlıkların olduğu bir yol üzerinde yürümekteyiz. Kimdir nedir bilmeden binlerce insanla karşılaşıp yaşam denilen çıkmazın içinde kendimize bir pusula arıyoruz. Keşkeler içimizi pare pare ederken geriye dönemeyeceğimizi fark edip saçlarımızın aklarına bir yenisini ekliyoruz.

Unuttuğumuzu zannediyoruz lakin hiç unutmuyoruz. Alem bize mütemadiyen çıkmaz yollar sunuyor. Nereye gitsek nereye varsak da bitmiyor. Tam oldu; tamam şimdi her şey yolunda derken yeni bir çıkmazın içinde buluyoruz kendimizi.

İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt edemiyoruz.

Aşık Sümmaniden bir kelamla söylemek gerekirse

“Ben razı değilem hicrana gama

Garip gönlüm haldan hala salan var

Sabavetten beri bir yol gözlerim

El zanneder uzahlarda kalan var”

Ağır gelir dünya yükü bizlere, halden hâlâ salınır bir çıkış yolu gözleriz. Bulduğumuz yollar da çıkmaza gönderir bizi.  Olduğumuz yerde kalakalır; geri dönüp gidemeyiz. Rabbimiz, imtihandan geçirir bizleri. Her birimize kaldırabileceği yükler verir. Zira isyanımız boşadır nerede görülmüş bizlere kaldıramayacağımız yüklerin verildiği. Biz kendimizi dertlere salarız. Hatalarımız ve de yanlışlarımız bizi pişmanlıklara sürükler. O Hak ki her çıkmaz yolda elimizden tutar; o Hak ki her çıkmaz yolda bize sahip çıkar.

Aşık Sümmani’nin kelamıyla

“Sümmani’yem ya Rab, gönlüm hoş eyle

Ya sabır ver ya bağrım taş eyle

Ya bir çift kanat ver ya bir kuş eyle

Tez ulaşam yar bağında talan var !”

Talan olmuş alemde bize sahip çıkan o Hak’tır. Çıkmaz yolların sonunda bize ferahlık veren o Hak’tır .

Biz insanlar, çoğu zaman neyin hayır neyin şer olduğunu bilemeyiz. Çıkmaz yolların içinde kendimizi çaresiz hissederken şu gerçeği hep unuturuz: Hepimizin derdi kederi elbet olmuştur ve de olacaktır. Dünya dediğimiz şey de tam olarak budur zaten. Bize düşen bu derdi, bu çıkmaz yolu neyle geçeceğimiz. İyilik, ferahlık ve de sabır ile mi yoksa üzüntü, tasa ve çaresizlik ile mi?

Çıkmaz yolların da bir sonu vardır elbet. Her gecenin sabahı olduğu gibi!

Sabır en büyük dermandır bizlere!

Gelip geçici olan hiçbir şey için ömrümüzü ah vah ile geçirmeye değmeyeceğini hatırlatır yüreğimize!

Ne vakit bir çıkmaz yola girsek bilmeliyiz ki alemi cihanda öyle büyük dertler var ki derdimizden utanırız. Alemi cihanda öyle çıkmaz yollar var ki halimizden utanırız.

Biz hâlimizi bilip sabır ile beklemeliyiz ve de yolun sonunda sabrın bize getireceği dermanı görmeliyiz.

Sözlerimi bitirmeden evvel tüm çıkmaz yolların bir gün feraha varacağını bilen, Hak olanın bizi her daim esirgediğinin farkında olan tüm canları saygıyla selamlıyorum!

Kalın sağlıcakla!