“Büyük zaferler, yalnızca büyük milletler tarafından kazanılabilir.”
Mustafa Kemal Atatürk
30 Ağustos 1922 tarihinde bir millet küllerinden yeniden doğmuştu. Anadolu'nun işgal edilemeyeceği bir kez daha tüm dünyaya gösterilmişti. Türk’ün bu topraklarda hüküm süren sağlamlaşmış ölümsüz yaşayışı bu zaferle bir kez daha taçlanmıştı. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk zaferin ardından söylediği şu sözleri ile tarihe ve hafızalarımıza adeta kazınmıştı.
"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"
Yıl 1919 Büyük Taarruz’dan tam üç yıl öncesi Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri tüm Anadolu’muzu işgal etmişti.
1920’de ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasının ardından Türk milleti tüm bu baskılara karşı yeniden ayağa kalkmaya çalışmış ve bir yıl sonrasında büyük bir zafer kazanmıştı. Sakarya'da 22 gün 22 gece süren savaşta, Türk ulusu zafere doğru yürümüş ve Sakarya Meydan Muharebesi’ni kazanmıştı. Tarihimizin dönüm noktalarından birini daha bu savaşla beraber yaşamıştık.
Takvimler 1922 baharını gösterdiğinde ise Türk milleti varını yoğunu ortaya koyarak taarruz hazırlıklarına artık başlamıştı. Dünya kamuoyu savaşlardan bitap düşmüş Türk ordusunun başarı sağlayamayacağını düşünüyordu. Oysaki Türk askerinin kendisine olan sarsılmaz güveni ve kazandığı başarılarla morali üst düzeydi. 20 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Paşa’nın Çankaya Köşkü’nde bir çay ziyafeti verileceğinin haberi basına yansıtılmış fakat o büyük kumandan çoktan Büyük Taarruz’u başlatmak için Ankara’dan ayrılmıştı.
Ve nihayet büyük kutlu gün gelmişti. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, gizli bir hazırlığın ardından 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u başlatmıştı.
Ünlü şair Nazım Hikmet, Büyük Taarruz Zaferi’ni anlattığı şiirinde muharebenin başlangıç anlarını şu sözlerle tasvir eder;
“Dağlarda tek, tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar: “Üç” dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.”
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahında birliklere taarruz emrini vermiş, Yunan ordusu büyük hezimete uğramış, sağ kalan düşman askerlerinin bir kısmı teslim olmuş, diğerleri ise İzmir yönüne doğru kaçmaya başlamıştı. Türk milletinin esir edilemez bir millet olduğu işte yeniden ispatlanmıştı.
30 Ağustos Zaferi, tarihimizin en önemli dönüm noktalarındandır. Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur fakat Türk ulusunun kazandığı bu zafer dünya tarihinde dahi önemli bir yer edinmiştir.
“Zafer elbette başaracağım diyenin ve başaracağına inananlarındır.” Bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi saygı ve minnet ile anıyor, ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum.
Ne mutlu Türk’üm diyene!