Pazar günü seçime gidiyoruz.
Halkımız verecekleri oylarla Türkiye'nin geleceğini belirleyecek.
Seçim öncesi verdikleri vaadlerin getirisi olup olmadığını da sandıklar açılıp oylar sayıldıktan sonra göreceğiz.
***
Seçimler demokrasinin vazgeçilmezidir.
Bu her seçimin demokratik olduğunu göstermez.
Mesela diktatörlükle yönetilen ülkelerde de seçimler yapılıyor.
Bu seçimler hiçbir zaman halkın temayülü değildir!
Hem bu ülkelerde diktatörler bizdeki gibi seçimi kıl payı farkı kazanmazlar.
En az % 80-90 oy alarak seçimi kazandıkları beyan edilir!
Bu bizlere pek inandırıcı gelmiyor!
***
Bizdeki seçime gelecek olursak, görülecektir ki kazanan ittifak ancak % 3 ya da 5 oranında farkla seçimi kazanır.
Bu bazen %1 oy farkı ile seçimin kazanıldığı da olur.
Bu sefer halkımız ya 22 yıldır iktidara gelen lideri ve partiyi yeniden seçecek, ya da artık yeter deyip parti ve lideri bu sefer değiştirecektir!
Bu bakımdan bu seçimin çok önemli olduğunu söylüyoruz.
***
Bu seçimde gördüğüm kadarıyla halkımız şunlara dikkat ediyor;
Oy vereceği ittifak lideri kendisine güven veriyor mu?
Devlet malına Hz. Ömer gibi mi bakıyor?
Akraba ve dostlarına ayrıcalık tanıyor mu?
Yalan söylüyor mu?
Seçimi kazanabilmek için dini alet ediyor mu?
Hakka hukuka dikkat ediyor mu?
Yani vatandaşa adil davranıyor mu?
Devletin parasını ekonomik şekilde kullanıyor mu?
Paraları lüzumlu mu lüzumsuz mu işlere harcıyor!
***
Bütün bunlar vatandaşın bu seçimde oy vermek için ölçüleri olacak.
Vatandaşımız bu ölçüler içerisinde doğru ve dürüst gördüğü Cumhurbaşkanı adayı ve partilere oyunu verecektir.
Buna rağmen yanlış tercih yapan vatandaş olmayacak mıdır?
Elbette olacak.
Romalı Vali Hz. İsa'yla bir caniyi halkın karşısına çıkararak halka bunların hangisini affedelim diye sorduğunda, Kudüs halkı caninin affını istemiştir!..
Bu şunu gösteriyor, halk her zaman doğru karar vermeyebilir!
***
Bir örnek de Muaviye'den verelim;
Yine Muaviye dişi devesi çalınan bir kişinin devesini çalanla vatandaşı halkın karşısına çıkararak senin deven dişi miydi erkek miydi diye sorduğunda devesi çalınan kişi "Benim devem dişiydi" demiş.
Muaviye bu senin deven değil çünkü bu deve erkek deve demiş!
Oysa deve dişi olduğu halde Muaviye yalan söylemiş.
Bunun üzerine Muaviye "Dur birde Şam halkına soralım demiş ve halka dönerek, "Ey Şam halkı bu deve dişi mi erkek mi?" diye sorunca Şam halkı Muaviye erkek dediği için halkta "Erkek" diye cevap vermiş!
Görüldüğü gibi bu tür yalaka halk her zaman olabilir.
Bu sebeple halkın her zaman doğru karar vereceğini beklemeyelim.
14 Mayısta halkımız inşallah doğru karar verir.
Seçim ülkemize şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun diyoruz.
***/*/***
GEÇİCİ SIĞINMACILARIN SEÇİME ETKİSİ!
Bu seçimde geçici sığınmacıların seçime olumsuz etkisi olmuş mudur?
Evet olmuştur.
Ben bu konuda epeyce yazı kaleme almıştım.
Ümit Özdağ bile, "Bunları sınır dışı edeceğim" diyerek halktan epeyce bir tercih almıştı.
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu da bu sığınmacıları iki yıl içinde ülkelerine yollayacağım diyerek halktan beğeni aldı.
Mevcut iktidar ise bu konuda düşüncesini bir türlü açıklamadı.
Bunların ekonomimize yaptıkları olumsuz etkiyi artık herkes biliyor.
Onun için geçici sığınmacılar konusu seçimde büyük çapta neticelere etkili olacaktır.
Sandıkta bunu daha net bir şekilde göreceğiz.
Haydi hayırlısı.