Umberto Eco, haykırmış evvelden "Ne yani böylesi kötü bir dünyanın cehennemi de mi var?" diye.  İlahi Eco! Var tabii ki!  İllaki!

İnsanın aklı kendisine cehennemdir, kalbi ise en büyük cehennemdir. Maksadını aşmasın istiyorum ifadelerimin. Cehennemden daha iyi bir ifade yok onun yokluğunu anlatmaya. Bu dünyanın cehennemini yaşıyorum, beterin beteri olur mu? Ne diyeyim, müsebbibi olduğu her türlü kahra rıza gösteriyor, her türlü cefayı çekiyorum sineye.

Allah aşkına göğü kafese koyan kim, okyanusu şişeye, yüreğimi göğsüme ve seni de yüreğime hapseden?

Her yanım yara bere içinde, bu yaralara elinde paket paket tuzla gelen kim? Yüreğim yangın yangın, elinde galon galon benzinle gelen kim?

Yağmur olup düşsem çiçeklerin üstüne hepsi kurur. Dua olsam ve dilensem, kabul görülmez. Sen yüreğimin bereketini alıp aklımın ferahlığını götüren, kalbimin açıklığını kapatansın.

Bembeyaz bir kâğıdın üzerine düşen siyah mürekkep damlasıyım. Gülüşündeki tarifsiz hüzünüm. Saçındaki vakitsiz beyaz telim. Sesindeki anlaşılmaz acıyım, bakışındaki masumiyetim.

İşte senin olmadığın bu dünya cehennemdir, ilan ediyorum. Başka cehennemler kış kalır sensizliğin cehenneminin yanında. Neredesin diye sormuyorum benden uzak olduğun 1 santimlik mesafe bile çok uzun mesafedir. Anla hasretimin büyüklüğünü ve beni hamal eden ağır yüklüğünü.

Hangi gün geleceksin? Var mı takvimlerde böyle bir gün? Ama bir gün illaki gelmek mecburiyetinde hissedeceksin kendini. İşte o gün istemem yanımda olmanı, cansız elimden tutmanı, sahte gözyaşı dökmeni... Gelme! Aklın kalmasın bende. Kalbinde olmayayım.

Bir buluttum sen coğrafyasında farz et!  Bir rüzgâr esti beni alıp götürdü çok uzaklara. Bir kâğıdım, tutuşup yanıyorum. Bir dalım, kuruyup kırılmışım.

Neydi bütün derdim biliyor musun? "İstedim ki sende yerimi almasın başka biri."  Çok da umurundaymışım, aklında, kalbinde. Bu vasiyet gibi bir şey. Son sözü gibi ölmek üzere olan bir adamın. Topla gel bu şehri. Bütün yalnızlıkları donan da gel. Cümle hüzünleri al avucuna, bana saç da gel. Giyin de gel kahrını. Öfkeni kuşan da gel. Sevdanı al da gel. Marifet elindeki kılıçta değil onu taşıyan yüreğinde... Kelimelerin bir suçu yok onlara mana yükleyen kalbin suçlu! Sana topyekûn kızgınım çünkü senden yana perakende acılarım var. Gözlerim ayrı ağrıyor, dudaklarım ayrı, ellerim ayrı, yüreğim başka ağrıyor.

İsyan edesim var, kafayı patlatasım, ardıma bile bakmadan bu şehri terk edesim... Bir dokun bin ah işit derler ya, bende bin değil milyondur o ahlar. Dokunabilirseniz dokunun ama ben yokum daha. Adımı sileceğim her yerden. Hayal meyal hatırlayacaksın beni. Milyon yıldızın içinde fark edemeyeceksin beni.

Küfür gibi geliyor her gidiş, insanı tek koyuş... Nasıl bir halde olduğumu rabbimden başkası bilmiyor. Kaç kâğıdı yırttığımı yazarken, kaç kalemi kırdığımı ve kaç duvarı yumrukladığımı...

Duanı bile istemem senin. Bu dünyanın cehennemi de mi var?  Hem sensizlikten evla cehennem mi olur?