Dünyadaki olumsuz gelişmeler, zorlu ekonomik koşullar, ilişkilerdeki problemler veya iş stresi sebebiyle negatif düşüncelere kapılmak çok kolay. Ama sürekli şikâyet etmek hiç de göründüğü kadar masum değil. Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Seren Karabulut Sürekli söylenme alışkanlığıyla nasıl başa çıkacağımızı anlattı.
Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Seren Karabulut, “Şikâyet etmek için haklı sebeplerimiz tabi ki olabilir; dünyadaki olumsuz gelişmeler, zorlu ekonomik şartlar, çevre ya da aile ilişkilerdeki sorunlar veya iş stresi sebebiyle negatif düşüncelere kapılabiliriz. Ama sürekli şikâyet halinde olmak hiç de göründüğü kadar masum değil” dedi.
“Hayatından memnun kişilerle paylaşımımız varsa mutlu olma halimiz de o kadar artış gösteriyor”
Karabulut; “Herkesin çevresinde mutlaka sürekli şikâyet halinde biri vardır ya da o kişi bizzat sizsinizdir. Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma sürekli şikâyet etmenin beyne zarar verdiğini açıklamıştır. Sadece şikâyet etmek değil, başka bir bireyin sürekli olumsuz duygu ya da düşüncelerine maruz kalmak da aynı etkiye sebep oluyor. MIT profesörü David Rand’ın yaptığı bir araştırmaya göre de ne kadar çok hayatından memnun kişilerle paylaşımımız varsa mutlu olma halimiz de o kadar artış gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
“İnsan odağını yaşar”
Karabulut; “Birey olumsuz duygu şeklinde ele aldığı (oysaki olumlu ve olumsuz duygu yoktur, her duygunun yaşamımızda işlevsel bir rolü vardır) zamanlarda nasıl başa çıkabileceğini bilmediğinde şikâyet ederek onu dışa vurur. Farkında olmadığı şey, bu durumun dönüşerek kendini gerçekleştiren kehanete dönüşmesidir. Zihin sürekli olumsuza odaklandığı için düşünce bilişsel süreçlere etki ederek beden sağlığını da bozar. Bu durumda hem somatik ağrılar başlar hem de ruh sağlığı zorluklarla karşılaşır. Körle yatan şaşı kalkar ya da isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar atasözlerinin anlamını yaşamaktır bu durum. Sürekli şikâyet eden bireylerin çevresinde bir zaman sonra sende şikâyet etmeye başlarsın. Yani neyi görmek istersen onu görürsün!” şeklinde konuştu.
“Her engel sizlerin zirveye ulaşmasına yardımcı bir basamaktır”
Oluşan yanlış algıyı yıkarak olumlu düşünmeye çalışın diyen Karabulut son olarak şu tavsiyelerde bulundu; “Kendindeki karanlık ile yüzleş. Herkes kötü sen iyi mi? Hayatında bir şeyler yolunda değilse zihnindeki olumsuzluklar sayesinde yoluna girer mi? Olumlu düşünme sizin hataları ya da sıkıntıları kabullendiğiniz anlamına gelmemektedir. Oluşan yanlış algıyı yıkarak olumlu düşünmeye çalışın. Ayrıca önünüze çıkacak herhangi bir problem karşısında bunun en iyi şekilde üstesinden gelmeye çalışmak, sorunu derinlemesine acı hissedecek duruma getirmekten daha sağlıklıdır. Hayatınızda karşınıza çıkan herhangi bir sorunu sizin için bir engel olarak değil, bir basamak olarak görmelisiniz. Ayrıca her engel sizlerin zirveye ulaşmasına yardımcı bir basamaktır. Bu engelleri can sıkıcı bir durum olarak görenler daima basamakların aşağısından yukarıyı izlemek zorunda kalacaktır. Ancak bu engelleri birer basamak olarak görenler daima zirveye ulaşacaktır”
