Fikir Günlüğü
Ülkenin rejimini ve vatandaşların hak ve özgürlüklerini olduğu kadar idari yapıyı da belirleyen Anayasa herkes için bağlayıcı temel bir kanun. Hem ülkenin temelini hem de binanın iskeletini teşkil ediyor.
En önce de Cumhurbaşkanı ve Hükümet olmak üzere üst düzey yöneticilerin garantisi altında olmalı.
Uymanın da ötesinde Anayasa korunmalı ve kollanmalı.
Ana Muhalefet Partisi'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in ilk çalışmasının Anayasa üzerinde olması bu açıdan da önemli. Sayın Özel; en tepeden başlıyor, ülkenin mihenk taşı, rejimlerin olmazsa olmazı Anayasa'dan.
Erdoğan liderliğinde bir darbeyle karşı karşıya olunduğunu açıklayan Özel, “Anayasanın bir maddesine uyulmazsa tümüne uyulmayabilir. Cumhurbaşkanının meşruiyeti de tartışılabilir” dedi.
Sayın Özel'in tartışmasız en haklı olduğu nokta, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da Anayasal bir kurumu teşkil eden bir kişilik olduğuna dikkat çeken "Cumhurbaşkanı'nın meşruiyeti" vurgusudur. Zira ülkenin en yüksek makamı da Anayasal bir makam.
Geçmişten, 80'li yıllardan hafızalardan kalan bir söz, merhum eski Cumhurbaşkanı Özal'a ait: "Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz".
Gerek Türkiye'de gerekse Dünyadaki gelişmeler bunun hiç de böyle olmadığını yüzlerce kez gösterdi. Yasaların temeli olan Anayasa'nın ihlali tamiri olanaksız sonuçlar doğuruyor. Hukuki olmanın dışında sosyal problemlere ve çatışmalara neden oluyor.
Üstelik Anayasa'nın delinmesi en üst makam tarafından yapıldığında, başka acayip uygulamalara da örnek oluşturuyor; yasa maddelerinin birbiriyle uyumu ve mantıklı yorumu içinden çıkılmaz çelişkiler yumağına dönebiliyor.
Sayın Özel Basına yaptığı açıklamasında devamla şunları da ilave ediyor:
Biz darbe karşısında pozisyon almış partiyiz. Bugün de bir darbe karşısındayız ama bu sefer darbeye yeltenenlerin başında Recep Tayyip Erdoğan var, bugün bunu itiraf etti. Bir yargı darbesi var. Anayasanın 153’üncü maddesinin son fıkrası diyor ki; “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayınlanır. Yasama yürütme yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişilikleri bağlar.” Yargıtay ise “beni bağlamaz” diyor. O zaman bir başkası da der ki, cumhurbaşkanını görevlendiren ve yetkilendirilen maddesi yok. Cumhurbaşkanı ateşle oynuyor, kendi gücünü ve yetkisini aldığı bu anayasanın bir maddesini yok ediyor ve kendi atadığı Anayasa Mahkemesi’nden bile rahatsız. Biz bu darbe girişiminin karşısında direneceğiz. Var gücümüzle direneceğiz. Yani sakın bu meseleyi basit bir mesele olarak görmesinler ve sakın ama sakın Recep Tayyip Erdoğan meydanı boş sanmasın.
Anlaşılan bayrağı Kılıçdaroğlu'ndan devralan yeni Genel Başkan Özel, iktidar partisini hukuka uymak konusunda ciddi olarak ikaz edecek, bundan böyle "güç nasılsa bizde, biz ne dersek o olur!" anlayışıyla hak ve hukunun zedelenmesi ve ihlali daha zor olacak.
Politik arena yerel seçim sath-ı mailine girmeden de önce yeni Genel Başkan'ın rüzgarıyla tekrar hareketleniyor.