Afiyetle yiyoruz!

Kent Güncesi

2023 genel seçimleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Mayıs tarihini işaret etti. Seçimlerin birkaç hafta öne çekilmesini erken seçim çığırtkanlığı şeklinde lanse edilmesini doğru bulmuyorum. Üstelik bunu seçimler;  yeni seçim yasası devreye girmeden yapılmasını isteyen kitlenin böyle pazarlaması çok daha abes geliyor.

Gündem oluk oluk siyaset. Siyasiler, birbiri ile yarışırcasına seçmenlerin önüne soslu hazırladıkları vaatleri bir bir afiyetle yedirme telaşında. Muhalefet kendi projelerini pazarlamak yerine gelirsek iyi ya da kötü fark etmeksizin birçok şeyi alaşağı etmekten bahsediyor.  Cumhur İttifakı da 6’lı masanın aday bilmecesini çözme telaşında. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rakibinin kim olduğunu bilse güzel olurdu olmasına ama rakibi her kim olursa olsun sonuçta ondan sonra boy gösterecek olması hiç şüphesiz menfaatine bir durum.

Özetle siyasette hemen hemen her şey bir ritüel döngüsünde ilerliyor.  Durum o kadar can sıkmaya başladı ki memleket sanki yapboz tahtası, seçmende her halükârda olup bitenin şakşakçısıymış gibi  bir algının hâkim olması ne kadar da acı bir tablo.

Sahi çok merak ediyorum. Bu şekilde yürütülen siyasi propagandalardan sadece ben mi yaka silkiliyorum?

Sağım solum sobe cümlesi, sağım solum sobe siyaset cümlesine evrileli çok oldu. Eskiden fikirler çok daha saygın bir şekilde lanse edilirdi.  İnsanlar sevdiklerim kırılmasın diye siyasilerden çok daha dikkatli cümleler kurarak, siyasi tartışmalar içinde olurdu. Peki şimdi neden siyaset yüzünden zaman zaman insanlar birbirlerini gırtlaklayacak hale geliyor? Üstelik daldan dala kolan siyasiler yüzünden bu gerilimi yaşıyoruz.

Geçmişte diğer devletlerin kışkırtmaları ve buna koltuk sevdaları için çanak tutanlar yüzünden;  sağ sol kavgaları vuku bulmuş, gencecik canlar toprak olmuş ve hâlâ o günlerin etkisinden kurutulamayan nice insanımız da bir nevi fotosentez yaparak yaşamını devam ettirme çabasındayken şimdi tüm bunlar reva mı? Acaba biz kadar geçmişine kör başka bir toplum var mı? Sorusu yine zihnimde canlanıyor. (Neyse bu çok daha detaylandırılası bir konu)

Birileri bana çok kızacak kızmasına ama sos ile sunulan her kelimeyi afiyet şeker olsun edası ile tüketmeye devam edersek vah ki vah halimize. 

Siyasiler açısından birçok şey mubah algısı hâkim ve onlar siyaset zaten kıvraklılık doğası üzerine kuruludur mantalitesi ile dilediklerince atlarını koşturmaya devam ediyor. Farkında mısınız? Bilmiyorum olup bitenin ama dün iddialı cümleler ile sıralama fark etmez, seçmene güveniyorum diyen siyasiler bir bakıyorsunuz farklı idealleri uğruna ateşten gömleği başkasına giydirme telaşına düşmüş durumda. Bu tarz siyasiler,  kendini bağrına basan seçmene her an dirsek çevirebilme potansiyeline de sahip.

Yani sevgili seçmen size acizane bir tavsiye; siz siz olun ne siyasiler ne de siyaset uğruna saçma sapan davranışlar sergilemeyin! Canınızı da canlarınızı da acıtmadan, sandıklara giderek, en demokratik hakkınızı kullanın!